KOLAYLI: BASIN ÖZGÜR OLMALI
Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu Genel Başkanı Nuri Kolaylı, basın özgürlüğünün önemine dikkat çekerek, “Basın özgür olmalı. Çünkü Demokratik sistemin güçlü temeller üzerinde yükselmesi, basın özgürlüğünün korunması ve geliştirilmesine bağlıdır” dedi.
Akdeniz Gazeteciler Federasyonu Yönetim Kurulu etkinlikleri kapsamında Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi ve Burdur Gazeteciler Cemiyeti tarafından Burdur’da organize edilen “Yerel Medyanın Sorunları” konulu panelde konuşan TGK Genel Başkanı Nuri Kolaylı, öncelikle terörist saldırılarda yaşamını yitiren şehitleri rahmetle andığını belirterek, terörü ve terörün arkasındaki karanlık güçleri lanetlediğini söyledi.
Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Adem Korkmaz tarafından yönetilen panelde, basının sorunlarına değinen Kolaylı, “Basın özgürlüğü, basında mesleki düzenleme ihtiyacı, yıpranma hakkı, sendikalaşma, sektörde yaşanan ekonomik sıkıntılar ve olumsuz çalışma koşulları, mesleğimize gönül veren binlerce meslektaşımızın ortak sorunudur” dedi.
TGK Genel Başkanı ve Bursa Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Kolaylı konuşmasında şunları söyledi:
“Hepimizin bildiği gibi özgür basın, demokrasinin gerçek anlamda yaşamasını ve gelişmesini sağlayan kurumların başında gelmektedir. Halkın sesi olma görevini üstlenen bağımsız ve özgür basın, düşünce özgürlüğünün de en etkili aracıdır. Demokratik sistemin güçlü temeller üzerinde yükselmesi, basın özgürlüğünün korunması ve geliştirilmesine bağlıdır. Bu nedenle basın, her anlamda özgür olmalıdır. Basının özgür olmadığı bir ülkede demokrasi ve insan haklarından söz edilemez.
Basının özgürlüğüne son veren ve basını temel işlevini yapmaktan uzaklaştıran sansür ise, halkın çıkarlarının savunulmasının ve özgür düşüncenin gelişmesinin önündeki en büyük engeldir. Bu gerçekler ışığında ülkemizdeki gelişmelere ve yaşananlara baktığımızda, ne yazık ki olumlu bir tablo göremiyoruz.
Meslektaşlarımız yazdıkları yazılar ve haberler nedeniyle tutuklanmaktadır. Son olarak Gazeteci Can Dündar ile Erdem Gül, MİT tırları soruşturması kapsamında tutuklanmıştır. Anadolu’nun dört bir yanında görev yapan meslektaşlarımızın çok büyük bir bölümü de, farklı nedenlerle de olsa gerçek anlamda özgür bir ortamda görev yapamamaktadır.”
Konuşmasında sansür, otosansür, çalışma şartları ve ekonomik sınırlamalara da değinen TGK Genel Başkanı Kolaylı, basında mesleki düzenleme ihtiyacı olduğunu vurguları. Kolaylı şöyle devam etti:
“Günümüz Türkiye’sinde basın sektöründe yaşanan sorunların en büyük nedeni kuralsızlıktır. Sadece okuma yazma bilmeniz, gazetecilik yapmanız için yeterlidir. Gerçek gazetecilik eğitim ve bilgi gerektirmesine karşın, gazetecilik, isteyen herkesin kuralsızca yapabileceği bir iş durumundadır.
Oysa Türkiye’de, pek çok ülkede olduğu gibi, mesleklerle ilgili yasal düzenlemeler vardır. Herkes avukatlık ya da doktorluk yapamaz. Eczacılık, mühendislik, mimarlık, öğretmenlik, muhasebecilik eğitim gerektiren mesleklerdir. Bu eğitimi veren fakültelerin diplomasına sahip olmak ve çeşitli yükümlülükleri yerine getirmek gerekir.
1953 yılında kabul edilen Türk Tabipleri Birliği Yasası veya 1969 yılında yürürlüğe giren Avukatlık Kanunu gibi gazetecilik mesleğini ve bu mesleği kimlerin yapabileceğini düzenleyen özel bir yasaya ihtiyaç vardır. 1938 yılında kabul edilen Türk Basın Birliği yasası gazeteciliği bir meslek olarak düzenlemek amacıyla hazırlansa da başarılı olamamıştır. İnternet haberciliğinin de hızla geliştiği göz önüne alınırsa, Türk Basın Birliği Yasası’na acil ihtiyaç olduğu açıkça görülmektedir. Çıkarılacak bu yasa kapsamında meslek örgütlerinde de düzenlemeye gidilmeli ve Baro gibi, Tabipler Odası gibi gazetecilik veya medya meslek örgütü oluşturulmalıdır.”
Kolaylı konuşmasında son olarak Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu’nun Türkiye genelindeki örgütlenme çalışmalarına kısaca değindi.
Anadolu Gazete Sahipleri Temsilcisi, Basın İlan Kurumu Yönetim Kurulu ve BYEGM Basın Kartları Komisyonu Üyesi Mustafa Arslan da, Basın İlan Kurumu ve BYEGM Basın Kartı Komisyonu’nun çalışmaları ile ilgili bilgi verdi.
Basın iş kolunda çalışan gazetecilerin basın kartı için müracaatta bulunmalarının son derece önemli olduğunu vurgulayan Arslan, konuya açıklık getirerek, “Basın kartının bir anlamda gazetecinin mesleki kimliği olmasının yanı sıra bir takım sosyal haklardan da istifade edilebilmesi noktasında önemli bir işlev gördüğünü” söyledi.
Arslan konuşmasının devamında: “Gazeteci meslektaşlarımızın 2014 yılında Sosyal Güvenlik Kanunu’nda yapılan değişiklikle birlikte yıpranma payı diye kamuoyunda anılan fiili hizmet zammından istifade edebilmeleri için mutlak suretle basın kartı sahibi olmaları gerekmektedir. Dolayısıyla meslektaşlarımızdan daha önce farklı gerekçelerle müracaat etmemiş olanları var ise mutlaka müracaat etsinler. Basın Kartı Komisyonu yasa gereği bir yılda üç kez toplanıyor. Özellikle komisyonun oluşumu ve Basın Kartları Yönetmeliğinde yapılan değişikliklerle birlikte meslektaşlarımıza bir takım imkanlar tanındı. Bunlardan en önemlisi de beş yıl meslekte çalıştığını ispat eden meslektaşlarımız beklemeye tabi olmadan doğrudan basın kartı alabilecekler. Böylece kendilerine tanınan sosyal haklar ve kimliklerin yanı sıra fiili hizmet zammından da yararlanma süreçleri başlatılmış olacak” dedi.
Panelin diğer konuşmacısı olan Akdeniz Gazeteciler Federasyonu Genel Başkanı Mevlüt Yeni de, yerel basında yaşanan sorunları özetleyerek, çözüm önerilerini anlattı.
Basın özgürlüğüne ilişkin yerel – yaygın ayırımı yapılmaksızın tüm medya mensuplarını ilgilendiren sorunların başında, Türk Ceza Kanunu’nda ve Terörle Mücadele Yasası’nda yer alan basına ilişkin bazı maddeler geldiğine dikkat çeken Akdeniz Gazeteciler Federasyonu Genel Başkanı Mevlüt Yeni, “Bu maddeler, Türk Basınının özgürlüklerini kısıtlama ve hatta elinden almaktadır. Milli güvenlik, kamu düzeni, genel ahlak gibi kavramlar gerekçe gösterilerek, basın ve ifade özgürlüğünün sınırlandırılmaktadır” dedi.
Konuşmasında terör olaylarına değinen ve, “Özellikle bizler gazeteciler olarak teröre hizmet edecek, terörün istediği yayınlardan uzaklaşmamız gerekiyor” diyen Mevlüt Yeni ” Bunun basın özgürlüğü ile hiç alakası yoktur. Bakıyoruz bazı yayın organlarında görmezden gelinerek başka bir mecrada yayınlar yapılmaktadır. Bu da bizi gazeteciler, örgütler olarak sond erece üzmektedir. Terörü lanetliyoruz. Terörü kınıyoruz Akdeniz gazeteciler Federasyonuna üye Cemiyetler olarak Terörü kanetliyoruz. Terörü kınıyoruz. Ülkemizin silahlı kuvvetleirmizin, kolkuk kuvvetlerimizi gece gündüz milletimizin güvenliği için çalışan güvenlik kuvvetlerimizin yanındayız. Bu saldırıların son bulmasını istiyoruz. Devletimizin bu konuda ne yapması gerekiyorsa yapmasını, arkasında olduğumuzu belirtiyoruz” dedi. Mevlüt Yeni şöyle devam etti:
“Bugüne kadar duyarlı davrandık ama bundan sonra sesimizi daha gür çıkartmak zorundayız. Terörün kesinlikle adresi yok. Devletin tüm gücüyle bütün herşeyini ortaya koyması gerekiyor. Teröre karşı her nerede taviz veriliyorsa da bunların önünün kesilmesi gerekiyor. Buna önce meclisten başlamaları gerekiyor. Mecliste hergün dokunulmazlık zırhı altında teröre destek veren terörü hortlatan, terörü Ankara’ya, başkente davet eden yapıyı ortadan tamamen temizlemek gerekiyor. Türkiye bir hukuk devleti ise hukuk gereğini yapması gerekiyor. Neyi bekliyorlar. Kimden korkuyorlar anlamıyorum. TBMM çatısı altında ‘Egemenlik Kayıtsız Şartız Milletindir’ yazan bir misyonun altında terör progpagandası yaptıkça milletvkeilleri kanımıza dokunuyor. Artık yeter.”
Burdur Valisi Hasan Kürklü’nün hoşgeldiniz konuşması ile başlayan panele çok sayıda gazete sahibi ve basın mensubu ile akademisyenler katıldı.