Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu

TGK 2021 – 2024 dönemi faaliyet raporu

Federasyonlarımızın ve cemiyetlerimizin değerli başkanları, Türkiye Gazeteciler Konfederasyonumuzun saygıdeğer delegeleri, mesleki dayanışmamızı en üst seviyede gerçekleştirmek ve sektörümüze, meslektaşlarımıza en iyi hizmeti üretebilmek amacıyla çalıştığımız 2021 – 2024 dönemini geride bırakıyoruz.

Geride bıraktığımız bu dönemde yaptığımız çalışmaları şöyle özetleyebiliriz;  

BAŞKANLAR KURULU TOPLANTILARI

2021 – 2024 çalışma dönemimizde, tüm ekonomik zorluklara karşın Başkanlar Kurulu toplantılarımızın aksamadan devam etmesine özen gösterdik.

Bu dönemde yaşanan yüksek enflasyon ve beraberinde konaklama ve yolculuk giderlerinin çok büyük oranda armasına karşın 5 başkanlar kurulu toplantısı gerçekleştirdik.

Kongreden sonraki ilk buluşmamız olan TGK 23. Başkanlar Kurulu Toplantısı, Trabzon Gazeteciler Cemiyeti ev sahipliğinde 12-14 Kasım 2021 tarihleri arasında Trabzon’da gerçekleştirildi. 

Daha sonra TGK 24. Başkanlar Kurulu Toplantısı, Konya Gazeteciler Cemiyeti’nin ev sahipliğinde 12-15 Mayıs 2022 tarihleri arasında Konya’da yapıldı.

25. Başkanlar Kurulu Toplantımız ise, Kütahya Gazeteciler Cemiyeti’nin ev sahipliğinde, Türkiye’yi düşman işgalinden kurtaran 30 Ağustos Zaferinin 100. yıldönümünü nedeniyle, 29-31 Ağustos 2022 tarihleri arasında Kütahya’da yapıldı.

26. Başkanlar Kurulu Toplantımız, Kilis Basın Cemiyeti’nin ev sahipliğinde, düşman işgalinden kurtuluşunun 101. Yıldönümünde 7- 9 Aralık 2022 tarihleri arasında Kilis’te yapıldı.

Son olarak da Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu’nun 27. Başkanlar Kurulu Toplantısı, 16 – 18 Şubat 2024 tarihlerinde Bilecik Gazeteciler Cemiyeti’nin ev sahiplinde gerçekleşti.

Başkanlar Kurulu toplantılarımıza Türkiye genelinde faaliyet gösteren 9 gazeteciler federasyonu ile 87 gazeteciler cemiyetimizin başkan ve temsilcisinin katıldı. Toplantılarda, basın/medya sektöründeki son gelişmeler, sorunlar ve çözüm önerileri tartışıldı.

Toplantıların ardından sonuç bildirgeleri hazırlayarak kamuoyunun bilgisine sunduk.

TÜRKİYE GAZETECİLER KONFEDERASYONU 23. BAŞKANLAR KURULU

Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu’nun 23. Başkanlar Kurulu Toplantısı, 12-14 Kasım 2021 tarihleri arasında Trabzon’da gerçekleştirildi. TGK Başkanlar Kurulu toplantısında, medya sektöründeki son gelişmeler, sorunlar ve çözüm önerileri tartışıldı.

Trabzon Gazeteciler Cemiyeti ev sahipliğinde gerçekleşen ve 9 gazeteciler federasyonu ile 84 gazeteciler cemiyeti başkanı ve basın meslek kuruluşu temsilcisinin katıldığı toplantıdan sonra açıklanan TGK 23. Başkanlar Kurulu Sonuç Bildirgesi’nde şu görüşlere yer verildi:

BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ

Türkiye Gazeteciler Konfederasyonunu oluşturan 93 basın meslek örgütü olarak ülkemizde öncelikle; darbe dönemlerinden bu yana değişmeyen Türk Ceza Kanunu’nda ve Terörle Mücadele Yasası’nda yer alan basın özgürlüğünü kısıtlayıcı maddelerin kaldırılmasını, basın özgürlüğüne engel olmayacak şekilde yeniden düzenlenmesini istiyoruz.

GAZETECİLİK MESLEK YASASI

Ülkemizde bugün dileyen herkes, eğitimine ve bilgi birikimine bakılmaksızın “gazeteciyim” diyerek mesleğe başlayabilmektedir.

Yasal kaydı olmayan “sözde basın kuruluşları”, aynı şekilde çalıştırılan internet haber siteleri, yoldan geçen herhangi birini, eline bir fotoğraf makinesi vererek istihdam edebilmektedir.

Bu durum, basın mesleğini her türlü istismara açık hale getirmekte, daha da üzücüsü habercilik, tehdit ve şantaj aracı olarak kullanılabilmektedir. Bu durumun üzücü örneklerine birçok şehrimizde tanık olmakta, sözde gazetecilerin tehdit ve şantaj suçuyla gözaltına alındığını haber yapmaktayız.

Mesleğimizdeki bu çarpık durumu ortadan kaldırmak için, gazetecilik mesleğini ve bu mesleği kimlerin yapabileceğini düzenleyen “Gazetecilik Meslek Yasası”, teknolojik gelişmeler de göz önüne alınarak günümüz koşullarına uygun olarak mutlaka çıkarılmalıdır.

İNTERNET YASASI VE SOSYAL MEDYA DÜZENLEMESİ

Sektörde istihdam sağlayan, gazete ve televizyonlarla eşdeğer habercilik yapan kurumsal internet haber siteleri başarılı örnekler olarak karşımıza çıkarken, internet deyimiyle “kopyala yapıştır” kolaycılığından öteye gitmeyen bazı internet haber siteleri, mesleğimizi ve basın meslek etiğini tehdit eden yaklaşımlar sergilemektedir.

Yasal boşluktan kaynaklanan bu sorunlar, her geçen gün daha da artmaktadır. İstihdam sağlayan, gerçek anlamda habercilik yapan ve kurumsallaşan internet haber siteleri desteklenmeli, bu kurumlarda habercilik yapan meslektaşlarımız da düzenleme yapılarak gazeteci sayılmalı, basın kartı alabilmelidir.

Yıllardır beklenen, ancak detaylarına ilişkin açıklama yapılmayan İnternet Yasası, son dönemde gündeme gelen “sosyal medya” düzenlemesinin gölgesinde kalmamalı, internet ortamında faaliyet gösteren basın kuruluşlarının ve bu kurumlarda görev yapan meslektaşlarımızın sorunları zaman geçirilmeden çözümlenmelidir.

Sosyal medyaya yönelik yasa da çok dikkatli hazırlanmalı, ifade ve basın özgürlüğünü yasaklayıcı değil,  kişi hak ve özgürlüklerini savunan, yalan, iftira ve şantaja geçit vermeyen, bilgi kirliliğine yol açmayan nitelikte maddeler içermelidir.

MESLEKTAŞLARIMIZIN ÇALIŞMA KOŞULLARI

2022 yılına girmeye hazırlandığımız günümüzde, basın çalışanlarının çalışma koşulları ne yazık ki gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler düzeyinde değildir.

Hatırlatmakta yarar var ki; Gazetecilik mesleğinin özellikleri, çalışma koşullarının zorlukları, toplumsal işlevi, kamuoyu oluşturma gibi önemli bir hizmet görmesi ve bunu doğru ve kamuoyu yararına yapacak imkân ve güce sahip olabilmesi, kendine özgü özel bir yasal düzenlemeye ihtiyaç gösterdiğinden ”5953 sayılı kanun” çıkarılmıştır.

Yaklaşık 70 yıl önce, 20 Haziran 1952’de yayımlanarak yürürlüğe giren 5953 sayılı kanunda, 1961 yılında kapsamlı bir değişikliğe gidilerek meslektaşlarımıza önemli kazanımlar sağlanmıştır. Yıpranma hakkından yıllık izinlere, tazminat hakkından fazla mesaiye kadar geniş bir yelpazedeki bu kazanımlar, aradan geçen süre içerinden bir bir değiştirilmiş ve birçoğu geri alınmıştır.

Bu yasanın günümüz koşullarına uygun olarak yeniden düzenlenmesi sadece biz gazetecilerin değil, toplumumuzun bir ihtiyacı haline gelmiştir. 5953 Sayılı Kanun; yıpranma hakkından yıllık izinlere, tazminat hakkından fazla mesaiye kadar geniş bir yelpazede ele alınarak, elektronik medyayı da kapsayacak şekilde güncellenmelidir.

Gazetecilik mesleği basın kartı sahibi koşuluna bağlı olmadan yapılan ağır ve tehlikeli bir iş olarak kabul edilmeli, gazetecilerin Anayasal sosyal güvenlik hakkının sonucu olan fiili hizmet süresi zammı geri verilmelidir.

Mesleğimizin kanıtı olan basın kartları da, basın meslek kuruluşlarının söz sahibi olduğu kurullarca yerelde verilmelidir.

TELEVİZYON YAYINCILIĞI VE SORUNLARI

Türkiye genelinde yerel, bölgesel ve ulusal yayın yapan televizyon kanallarının ortak sıkıntısı Turksat yayın ücretleri, RTÜK’e ödenen ücretler gibi diğer yayın mecralarında olmayan ücretlendirmeler nedeniyle girdi maliyetlerinin artmasıdır.

Özellikle yerel ve bölgesel yayın yapan televizyon kanalları büyük bir borç yükü altında kalmıştır. RTÜK Yasası günümüz koşullarına göre mutlaka yeniden ele alınmalı, RTÜK gelirlerinin bir bölümü, kurumsal yerel radyo ve televizyonlara destek olarak verilmelidir.

Yerel yayıncıların ödediği 10 yıllık yayın lisans bedeli de acilen düşürülmeli, yerel ve bölgesel yayıncıların gelirlerine uygun hale getirilmelidir.

Yerel yayıncılar açısından benzer sorunun yaşandığı TÜRKSAT yayın iletim ücreti de aynı çerçevede değerlendirilmeli ve acilen düşürülmelidir.

RTÜK üye seçimlerinin bir bölümü meslek örgütleri tarafından belirlenmelidir.

KORONAVİRÜS’ÜN BASINA ETKİLERİ

Medya kuruluşlarının, özellikle de yerel basının ilan ve reklam gelirleri, koronavirüs salgını ile birlikte kelimenin tam anlamıyla durmuştur. Pandemi döneminde basılı gazetelerin tiraj gelirleri de yüzde 60 ile yüzde 80’lere varan oranlarda gerilemiş, yerel televizyonların reklam gelirleri adeta sıfırlanmıştır.

Bu süreçte firmalar reklamları tamamen durdururken, Basın İlan Kurumu üzerinden alınan resmi ilanlar da, icra ve ihale ilanlarının yayınlanmaması sonucu yüzde 90’lara varan oranlarda azalmıştır.

İlan, reklam ve tiraj gelirlerinden mahrum kalan medya kuruluşları, basın çalışanlarının maaşlarının ödenmesi bir yana, zorunlu giderlerini ödeyemeyecek duruma gelmiştir.

Bu aşamada uygulamaya konan “kısa çalışma ödeneği”, bu ödenekten yararlanma olanağı bulunan kuruluşları için ilk aşamada can suyu olmuştur.

Medya kuruluşlarının Koronavirüs krizinden çıkması için gündeme getirdiğimiz çözüm önerilerimizi, Türkiye Gazeteciler Konfederasyonunu oluşturan 93 meslek kuruluşu olarak Trabzon Başkanlar Kurulu toplantısı vesilesiyle bir kez daha Türkiye gündemine getirmek istiyoruz;

A) Medya sektöründe faaliyet gösteren gazete, televizyon, radyo ve kurumsal internet haber siteleri için “kredi ve hibe” niteliğinde maddi kaynak sağlanmalıdır. Medya kuruluşlarına banka sicil durumuna bakılmaksızın miktarı yayın kapasitelerine göre belirlenecek yüzde 50’si hibe, yüzde 50’si faizsiz kredi olmak üzere maddi kaynak sağlanmalıdır.

B) Medya kuruluşlarının birikmiş SGK ile diğer vergilerinde indirim yapılmalı, indirim sonrası hesaplanacak borç taksitlendirilmelidir.

C) Gazete, televizyon, radyo ve kurumsal internet haber sitelerinde görev yapan basın çalışanlarına ve diğer basın kartı sahibi gazetecilere, faizsiz kredi verilmelidir.

D) Televizyon kuruluşlarından alınan uydu bedellerinde indirim yapılarak taksitlendirilmeli, RTÜK payları bir süre alınmamalıdır.

E) Yerel basın kuruluşları, belediyeler ve kamu kurumları tarafından ilan ve reklamlarla desteklenmelidir. THY, Vakıfbank, Ziraat Bankası gibi kamu kurumlarının ilanları yerel medyaya da yönlendirilmeli, ayrıca bakanlıklar ücretli “Kamu Spotu” ve “Zorunlu Yayın” desteği vermelidir.

BASIN İLAN KURUMU DESTEKLERİ

Ekim ayında “Vergi Usul Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi” TBMM gündemine gelmiştir. Yerel gazetelerin yıllık yaklaşık 50 milyon TL gelir kaybına uğramasına neden olacak bu teklif, AK Parti, CHP, MHP ve İYİ Parti’li siyasetçilerle TGK yönetimi olarak gerçekleşen görüşmelerimiz sonucu önerge ile değiştirilmiş, yerel basının resmi ilan kaybına neden olacak düzenleme değişiklik teklifinden çıkarılarak, teklif, basına zarar vermeyecek düzenlemeyle kabul edilmiştir.

Yerel basın kuruluşlarımız büyük bir felaketin adeta eşiğinden dönmüşken, 4 Kasım tarihinde “5. Yargı Paketi” adı altında TBMM Başkanlığı’na sunulan ve 8 ayrı kanunda değişiklik öngören 54 maddelik teklif de, yerel gazetelere icra iflas kanunu kapsamında verilen ilanlarda değişikliğe gidilerek benzer şekilde yerel basının ilan kaybına uğramasını öngörmektedir.

Bu değişiklik teklifinin kabul edilmesi halinde, yerel gazetelere verilen icra iflas ilanlarında önemli oranda düşüş yaşanacaktır. Oysa Türkiye Gazeteciler Konfederasyonunu oluşturan 93 basın meslek kuruluşu olarak her fırsatta, yerel basının güçlenmesi ve desteklenmesi çağrısında bulunuyoruz.

Başta teklifi veren AK Parti olmak üzere siyasi partilerin bu yanlıştan da dönmesini istiyor, “Vergi Usul Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi”nde nasıl yerel gazeteler lehine düzenleme yapıldıysa,  5. Yargı Paketi’nde de aynı şekilde basın lehine değişiklik yapılması gerektiği çağrısında bulunuyoruz.

Yerel basınımız Basın İlan Kurumu aracılığıyla desteklenmeye devam edilmeli, destekler gelişen ekonomik koşullara bağlı olarak arttırılmalı, BİK tarafından uygulanan ilan tarifesi enflasyonda gözlenen artış da göz önüne alınarak güncellenmelidir.

Kamuoyunun bilgisine saygıyla sunulur…

TÜRKİYE GAZETECİLER KONFEDERASYONU 24. BAŞKANLAR KURULU

Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu’nun 24. Başkanlar Kurulu Toplantısı, 12-15 Mayıs 2022 tarihleri arasında Konya’da gerçekleştirildi. TGK Başkanlar Kurulu toplantısında, medya sektöründeki son gelişmeler, sorunlar ve çözüm önerileri ile taslak hazırlıkları devam eden “Gazetecilik Meslek Yasası” tartışıldı.

Konya Gazeteciler Cemiyeti’nin ev sahipliğinde gerçekleşen ve 9 gazeteciler federasyonu ile 70 gazeteciler cemiyeti başkanı ve basın meslek kuruluşu temsilcisinin katıldığı toplantıdan sonra açıklanan TGK 24. Başkanlar Kurulu Sonuç Bildirgesi’nde şu görüşlere yer verildi:

“Ekonomik, siyasi ve teknolojik gelişmelerden yakından etkilenen medya sektörü, önemli bir değişim ve dönüşüm sürecine girmiştir. Ancak zaman içinde değişimlere paralel olarak yaşanan sorunların çözümlenmesi bir yana, birbiri üzerine eklenmesiyle günümüzde adeta kaderine terk edilmiştir.

BASIN MESLEK YASASI

Bu sorunların en önemlisi; Gazetecilik Meslek Yasası olmamasıdır. Medya, gerçek anlamda işlevini yerine getirebilmesi için, gazetecilik mesleğini ve bu mesleği kimlerin yapabileceğini düzenleyen ‘Gazetecilik Meslek Yasası’na acilen ihtiyaç duymaktadır.

Ülkemizde gazetecilik meslek yasası olmadığı için dileyen herkes, eğitimine ve bilgi birikimine bakılmaksızın “gazeteciyim” diyerek mesleğe başlayabilmektedir. Oysa gazetecilik/habercilik, özel eğitim gerektiren bir meslektir. Gazetecilik yapmak isteyen bir kimse, eğitim seviyesi ne olursa olsun işe girebilmektedir.

Bu durum, basın mesleğini her türlü istismara açık hale getirmektedir ve habercilik, tehdit ve şantaj aracı olarak kullanılmaktadır. Daha da kötüsü bu tür kişileri basın mesleğinden uzaklaştıracak herhangi bir yasal düzenleme de bulunmamaktadır.

Bu çarpık durumu ortadan kaldırmak için, gazetecilik mesleğini kimlerin yapabileceğini düzenleyen “Gazetecilik Meslek Yasası” acilen çıkarılmalıdır.

İNTERNET YASASI

Bilindiği gibi; teknolojinin hızla gelişimi ve internet ağının hemen hemen her noktaya ulaşması ile birlikte, internet haberciliği büyük bir gelişim göstermiştir.

Sektörde istihdam sağlayan gazete ve televizyonlarla eşdeğer doğru habercilik yapan kurumsal internet haber sitelerinin yanında, internet deyimiyle “kopyala yapıştır” kolaycılığından öteye gitmeyen, bunun da ötesinde kamuoyunu bilinçli olarak yanlış yönlendirmek isteyen haber siteleri de maalesef yer almaktadır.

Bu noktada kamuoyuna “Dezenformasyonla Mücadele Kanun Teklifi” olarak yansıyan hazırlıklar, fikir özgürlüğünü kısıtlayıcı değil, tam tersine haber alma özgürlüğünü gerçek anlamda hayata geçirmeyi sağlayıcı nitelikte olarak yasalaştırılmalıdır.

Sonrasında; İstihdam sağlayan, gerçek anlamda haber üreten internet haber siteleri, Basın İlan Kurumu’ndan resmi ilan ve reklam verilmek suretiyle desteklenmelidir. İnternet haberciliğinin de Basın İlan Kurumu sistemine dahil edilmesiyle basın sektöründe istihdam artırılabilecektir.

İnternet haber sitelerinin çalışanları, 5187 sayılı Basın Kanunu ile 5953 sayılı Basın İş Kanunu kapsamına alınmalı, basın kartı almalarının ve emeklilikte yıpranma payından yararlanmalarının yolu açılmalıdır.

Buna bağlı olarak, 11 aydır toplanamayan Basın Kartları Komisyonu acilen toplanmalıdır. Komisyon, emeklilikte yıpranma hakkından yararlanmak için basın kartı almayı bekleyen meslektaşlarımızın mağduriyetini gidermeli, hak kayıplarına son vermelidir. Ayrıca, emeklilikte yıpranma payından yararlanmak için basın kartı şartı kaldırılmalı, fikir işçisi olması yani 5953 sayılı yasaya tabi olarak çalışması yeterli sayılmalıdır.

İCRA İFLAS İLANLARI

Özellikle yerel gazetelerin hayatiyeti, önemli ölçüde Basın İlan Kurumu sistemi ile verilen resmi ilanlara bağlıdır.

Bu arada, 5. Yargı Paketi kapsamında TBMM’de yapılan değişiklikle, İcra ve İflas Kanunu uyarınca verilmesi gereken ilanların, elektronik satış portalına yönlendirilmesi, gazetelerin gelirlerini önemli oranda düşürmüştür. Bu noktada gazeteleri mağdur etmeyecek düzenlemelerin ve uygulamaların yapılması gerekmektedir.

Dolayısıyla; Yasal boşluktan kaynaklanan sorunlar, her geçen gün daha da artmaktadır.

Türkiye Gazeteciler Konfederasyonunu oluşturan meslek kuruluşlarına üye yaklaşık 20 bin basın çalışanı adına Konya’daki Başkanlar Kurulu toplantısından şu çağrıyı yapıyoruz:

Siyasetçilerin, bürokratların, akademisyenlerin, hukukçuların, sendika ve basın meslek kuruluşu temsilcilerinin katılımıyla çalıştay organize edilmeli.

Bu çalıştayda Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu tarafından hazırlanan Gazetecilik Meslek Yasası taslağı tüm yönleriyle ele alınarak son şekli verilmeli ve iktidar – muhalefet uzlaşmasıyla yasalaştırılmalıdır…

Kamuoyuna saygıyla duyurulur.”

TÜRKİYE GAZETECİLER KONFEDERASYONU 25. BAŞKANLAR KURULU

Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu’nun 25. Başkanlar Kurulu Toplantısı, Türkiye’yi düşman işgalinden kurtaran 30 Ağustos Zaferinin 100. yıldönümünü nedeniyle, 29-31 Ağustos 2022 tarihleri arasında, Başkomutanlık Meydan Muharebesi’nin gerçekleştiği Kütahya’da yapıldı. 

Kütahya Gazeteciler Cemiyeti’nin ev sahipliğinde gerçekleşen ve 9 gazeteciler federasyonu ile bu federasyonlara bağlı 74 gazeteciler cemiyeti başkanı ve basın meslek kuruluşu temsilcisinin katıldığı toplantıdan sonra açıklanan TGK 25. Başkanlar Kurulu Sonuç Bildirgesi’nde şu görüşlere yer verildi:

“Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk önderliğindeki kahraman ordumuz, tam 100 yıl önce, işgalci güçlere karşı muhteşem bir zaferle sonuçlanan Başkomutanlık Meydan Muharebesi’ni kazanmış, milletimizin bağımsız ve hür yaşama iradesini tüm dünyaya haykırmıştır.

30 Ağustos Zaferi; yıllarca süren esaretin bittiği, bağımsızlığa ve özgürlüğe kavuştuğumuz, Anadolu’nun sonsuza kadar Türk Yurdu olarak kalacağının kanıtıdır.

Bu zaferin temelini attığı Cumhuriyet, hürriyet ve istikbalimizin ölümsüz eseridir.

Bu önemli günde tüm Türkiye’ye bir kez daha duyuruyoruz ki; Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu olarak demokratik, laik ve sosyal hukuk devleti anlayışı içinde ülkemizin birliğine, bütünlüğüne ve bağımsızlığına sahip çıkma kararlılığımız hiçbir koşulda değişmeyecektir.

Kahraman atalarımızdan aldığımız bu kutsal toprakları, gerektiğinde canımız pahasına korumak, temsilcisi olduğumuz 20 bin medya çalışanının öncelikli vatan borcudur. 

100. yıldönümünde; bize bu büyük zaferi kazandıran Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silâh arkadaşları başta olmak üzere tüm aziz şehitlerimizi saygıyla, minnetle ve rahmetle anıyor, kahraman gazilerimize şükranlarımızı sunuyor, aziz milletimizin ve kahraman ordumuzun tüm mensuplarının 30 Ağustos Zafer Bayramı’nı kutluyoruz.

MESLEKİ SORUNLAR: MEDYA SEKTÖRÜ YAŞAM SAVAŞI VERMEKTEDİR!

Günümüz Türkiye’sinde ekonomik, sosyal, siyasi ve teknolojik gelişmelerden yakından etkilenen medya sektörü, çok zor bir dönemden geçmekte, yaşam savaşı vermektedir. 

Sektörde yaşanan sorunlar önem sırasına alınamayacak kadar büyük, karmaşık ve birbirini etkileyen niteliktedir. Medya sektöründe, ekonomik sorunların yanı sıra yasal düzenleme eksiklikleri, basın özgürlüğü, yetişmiş eleman sıkıntısı, teknik altyapı ve istihdam sorunları yaşanmaktadır.

Türk basını öncelikle, gazetecilik mesleğini ve bu mesleği kimlerin yapabileceğini düzenleyen ‘Gazetecilik Meslek Yasası’na acilen ihtiyaç duymaktadır.

Sektörün sorunlarını ortadan kaldırmak için, gazetecilik mesleğini kimlerin yapabileceğini düzenleyen “‘Gazetecilik Meslek Yasası” teknolojik gelişmeler de göz önüne alınıp günümüz koşullarına uygun olarak çıkarılmalıdır.

Böyle bir düzenleme fikir özgürlüğünü kısıtlayıcı değil, tam tersine haber alma özgürlüğünü gerçek anlamda hayata geçirmeyi sağlayıcı nitelikte olmalıdır.

EKİM AYI BEKLENTİSİ: FİKİR VE HABER ALMA ÖZGÜRLÜĞÜ GELİŞTİRİLMELİ

Adalet ve Kalkınma Partisi ile Milliyetçi Hareket Partisi tarafından hazırlanan ve TBMM’deki görüşmeleri Ekim ayına ertelenen 40 maddelik “Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi”, sektörümüzün geleceği açısından büyük önem taşımaktadır.

TBMM Dijital Mecralar Komisyonu ve Anayasa Komisyonu’ndaki görüşmelerde teklifin bazı maddelerinde olumlu düzenlemeler yapılsa da, Türkiye Gazeteciler Konfederasyon’umuzun değişiklik taleplerinin önemli bir kısmı kanun teklifine yansımamıştır.

OLUMLU MADDELER VAR AMA…

İnternet Yasası kapsamında TGK tarafından desteklenen yasal düzenlemelerin ‘Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’nde yer alması, bu mecrada görev yapan meslektaşlarımızın gazeteci sayılacak olması sevindiricidir.

Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu’nu oluşturan meslek kuruluşlarının temsilcileri olarak; Bu olumlu maddelerin Ekim ayında TBMM’de yapılacak görüşmelerde yasalaşması için elimizden gelen desteği vermeye hazırız.

Öte yandan, meslektaşlarımızı zor durumda bırakma ihtimali olan, yoruma açık bazı düzenlemelerin, somut olmayan gerekçelerle gazetecilerin cezalandırılmalarının yolunu açabileceği endişesi taşımaktayız.

Umudumuz, bütün milletvekillerine tek tek ulaştırdığımız raporumuzun göz önüne alınarak gerekli değişikliklerin yapılması ve ‘Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’nin sektörümüze olumlu yansıyacak düzenlemelerle TBMM’den geçmesidir. Kamuoyuna saygıyla duyurulur.”

TÜRKİYE GAZETECİLER KONFEDERASYONU 26. BAŞKANLAR KURULU

Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu’nun 26. Başkanlar Kurulu Toplantısı, düşman işgalinden kurtuluşunun 101. Yıldönümünde Kilis’te yapıldı.

Kilis Basın Cemiyeti’nin ev sahipliğinde gerçekleşen ve 9 gazeteciler federasyonu ile bu federasyonlara bağlı 65 gazeteciler cemiyeti başkanı ve basın meslek kuruluşu temsilcisinin katıldığı toplantıdan sonra açıklanan TGK 26. Başkanlar Kurulu Sonuç Bildirgesi’nde şu görüşlere yer verildi:

“Tam 101 yıl önce bu topraklarda destanlar yazılmış, Kilis halkının işgal kuvvetlerine 20 ay süren eşsiz direnişi sonucu Fransızlar 7 Aralık 1921 yılında Kilis’ten çekilmek zorunda kalmıştı.

Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu olarak bu vesileyle, ülkemizin bağımsızlığı ve bütünlüğü uğruna canlarını hiçe sayan başta Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere tüm aziz şehitlerimizi rahmetle, gazilerimizi saygı ve şükranla anıyor, tüm Kilislilerin 101. kurtuluş yıldönümünü kutluyoruz.

Ekonomik, siyasi ve teknolojik gelişmelerden yakından etkilenen medya sektörü, ülkemizde son çeyrek asırda önemli bir değişim ve dönüşüm sürecine girmiş, ancak zaman içinde değişimlere paralel olarak yaşanan sorunların çözümlenmesi bir yana, birbiri üzerine eklenmesiyle günümüzde adeta kaderine terk edilmiştir. 

Sektörde yaşanan sorunlar önem sırasına alınamayacak kadar büyük, karmaşık ve birbirini etkileyen niteliktedir. Medya sektörü, ekonomik sorunların yanı sıra yasal düzenleme eksiklikleri, basın özgürlüğü, yetişmiş eleman sıkıntısı, teknik altyapı, istihdam ve etik değerler gibi sorunlarla karşı karşıyadır.

TBMM’de kabul edilerek yürürlüğe giren “Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifindeki” basın özgürlüğünü kısıtlayıcı maddelerle bu sorunlara yeni eklemeler olmasından endişe edilmektedir.

Bu nedenle, Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu’nun 26. Başkanlar Kurulunda ele aldığımız ve zaman geçirilmeden bir bütün halinde uygulanması için Türkiye kamuoyuna sunduğumuz sorunlar

ve çözüm önerilerimiz şöyledir;

1)Ülkemizde medyanın ekonomik bağımsızlığını sağlayacak düzenlemeler öncelikle yapılmalı, hem medya kuruluşları, hem de bu kuruluşlarda çalışan emekçiler ekonomik baskıdan kurtarılmalıdır.

2) Medya sektörü, döviz artışıyla maliyetleri karşılanamaz boyutlara ulaşan kâğıttan mürekkebe, elektronik cihazlardan yazılımlara kadar malzeme kullanımında dışa bağımlılıktan kurtarılmalı, ilk aşamada eskisi gibi yerli kâğıt fabrikaları kurulmalı ve işletilmeli, gerekli teknolojik destek verilerek darboğazdan çıkmalarına destek olunmalıdır.

3)ilanların birleştirilmesi, işlerin bölünerek ilan sınırları dışına çıkması, doğrudan alım ve acil alım yöntemlerine sıklıkla başvurulması, kooperatif ve dernek ilanları ile özel eğitim kurumu ilanlarının yayın zorunluluğunun kaldırılması gibi nedenlerle resmi ilanlarda ciddi oranda daralma meydana gelmiştir. Bu düzenlemeler gazetelerin resmi ilan gelirlerinin çok önemli oranda düşmesine neden olmaktadır.

4)Bu ortamda, yılda sadece bir kez arttırılan Basın İlan Kurumu’nun fiyat tarifesi, gazetelerin ekonomik sorunlarına çözüm olamamaktadır. Fiyat tarifesi yüksek enflasyon ortamında her 3 ayda bir güncellenmeli, gazetelerin gelir kaybına engel olunmalıdır.

Ayrıca, Basın İlan Kurumu eskisi gibi özerk bir yapıya kavuşturulmalıdır.

 5)Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair yürürlüğe giren yeni kanun, internet basınını sektöre kazandırsa da, basın kuruluşları ve çalışanları açısından birçok olumsuz düzenlemeyi bünyesinde barındırmaktadır.

Bu sorunların başında sansür gelmektedir. Çünkü yasada neyin dezenformasyon olduğuna dair açık bir tanımlama getirilmemiştir.

Türk Ceza Kanunu ile Terörle Mücadele Yasası’nda yer alan ve darbe dönemlerinden bu yana değişmeyen basın özgürlüğünü kısıtlayıcı maddeler halen düzenleme beklemektedir.

6) Medya sektörünün özgürlüklerle ilgili bir diğer sorunu, yayın ve habere erişimi engelleme kararlarıdır. Türkiye’de son 10 yılda kamuoyunu ilgilendiren 600’ü aşkın olayla ilgili haberlere yayın yasağı getirilerek kamuoyunun bilgilenmesinin önüne geçilmiştir.

Oysa demokratik toplumlarda halkın her konuda doğru ve güvenilir bilgiye erişim hakkı vardır.

7) Meslektaşlarımızın emeklilikte fiili hizmet süresi zammından yararlanabilmesi, “basın kartı” şartına bağlanmıştır. Gazetecilik mesleği basın kartı sahibi olma koşuluna bağlı olmadan yapılan ağır ve tehlikeli bir iş olarak kabul edilmelidir. Medya sektöründe kimlere basın kartı verileceğine ilişkin basın kartı düzenlemeleri, özgür gazeteciliğin önündeki engellerden birini oluşturmaktadır.

Gazetecinin resmi kimlik kartı olarak kabul edilen basın kartını dağıtmakla görevli İletişim Başkanlığı, özgür ve tarafsız basın meslek kuruluşlarını devre dışı bırakmış, yerine temsilciler atama yolunu tercih etmiştir.

Son yasa Basın Kartları Komisyonu’nun üye yapısında olumlu gelişme sağlasa da beklentimizi karşılamamıştır. Komisyon basın meslek kuruluşlarına adil şekilde yer veren yapıya kavuşturulmalıdır.

Günümüzde Medya Sektörü, ekonomik sorunların yanı sıra yasal düzenleme eksiklikleri, basın özgürlüğü, yetişmiş eleman sıkıntısı, teknik altyapı, istihdam ve etik gibi sorunları çözmek için, siyasetçilerden, hukukçulardan, bürokratlardan, akademisyenlerden, sendikalardan, medya kuruluşlarından ve basın meslek örgütlerinden temsilcilerin bir araya gelmesi, Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu olarak taslağını hazırladığımız Basın Meslek Yasasını ele alması ve bu yasanın gerekli düzenlemelerle Türkiye’ye kazandırılmasıdır. Kamuoyuna saygıyla duyurulur.”

TÜRKİYE GAZETECİLER KONFEDERASYONU 27. BAŞKANLAR KURULU

Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu’nun 27. Başkanlar Kurulu Toplantısı, 16 – 18 Şubat 2024 tarihlerinde Bilecik Gazeteciler Cemiyeti’nin ev sahipliğinde yapıldı.

Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu’na üye 9 gazeteciler federasyonu ile bu federasyonlara bağlı 86 gazeteciler cemiyeti başkanı ve basın meslek kuruluşu temsilcisinin katıldığı toplantıdan sonra açıklanan TGK 27. Başkanlar Kurulu Sonuç Bildirgesi’nde şu görüşlere yer verildi:

1. MESLEK YASASI EKSİKLİĞİ

Günümüzde Türk basını, gazetecilik mesleğini ve bu mesleği kimlerin yapabileceğini düzenleyen ‘Gazetecilik Meslek Yasası’na acilen ihtiyaç duymaktadır.

Hemen hemen her iş kolunda düzenleyici yasalar varken basın sektöründe böyle bir yasa olmayınca dileyen herkes, eğitimine ve bilgi birikimine bakılmaksızın “gazeteciyim” diyerek mesleğe başlayabilmektedir.

Bu nedenle; gazetecilik mesleğini ve bu mesleği kimlerin yapabileceğini düzenleyen “‘Gazetecilik Meslek Yasası” teknolojik gelişmeler de göz önüne alınıp günümüz koşullarına uygun olarak çıkarılmalıdır.

Böyle bir düzenleme fikir özgürlüğünü kısıtlayıcı değil, tam tersine haber alma özgürlüğünü gerçek anlamda hayata geçirmeyi sağlayıcı nitelikte olmalıdır.

2. EKONOMİK SORUNLAR

Son dönemde ülkemizde yaşanan yüksek enflasyon nedeniyle, diğer sektörlerde olduğu gibi; gelişmiş demokratik sistemin vazgeçilmez unsuru olan basın sektöründe de tarihin en zor ekonomik krizlerinden birisi yaşanmaktadır.

Özellikle yerel gazeteler yaşam savaşı vermektedir. Kâğıttan mürekkebe, elektronik cihazlardan yazılımlara kadar medya sektöründe kullanılan malzemelerin çoğu ithaldir.

Bu olumsuz sürecin durdurulması için medya kurumları malzeme kullanımında dışa bağımlılıktan kurtarılmalı, eskisi gibi yerli kâğıt fabrikaları kurulmalı ve işletilmeli, gerekli teknolojik destek verilerek darboğazdan çıkmalarına olanak sağlanmalıdır.

3. BASIN İLAN KURUMU DESTEĞİ, İCRA İFLAS İLANLARI

Demokratik ülkelerde medya kurumları çeşitli yöntemlerle devletler tarafından desteklenmektedir. Türkiye’de de devlet desteği, resmî ilanlar yoluyla gerçekleşmektedir.

Basın İlan Kurumu’nun fiyat tarifesinde 2023 yılı sonunda yapılan ve onaylanarak yürürlüğe giren artış sayesinde yerel gazetelerimiz 2024 yılına rahat bir nefes alarak girme olanağı bulmuştur.

2023 ve 2024 yıllarında BİK fiyat tarifesi artışında önemli rol oynayan başta Sayın BİK Genel Müdürüne, Yönetim Kurulu ve Genel Kurul üyelerine Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu Başkanlar Kurulu olarak meslektaşlarımız adına teşekkür ediyoruz.

Öte yandan; ilanların birleştirilmesi, işlerin bölünerek ilan sınırları dışına çıkması, doğrudan alım ve acil alım yöntemlerine sıklıkla başvurulması, kooperatif ve dernek ilanları ile özel eğitim kurumu ilanlarının yayın zorunluluğunun kaldırılması gibi nedenlerle resmi ilanlarda ciddi oranda azalma meydana gelmektedir.

Ayrıca 2022 yılı içinde “5. Yargı Paketi” kapsamında TBMM’de yapılan değişiklik icra iflas ilanlarının gazetelerde yayınlanması konusundaki kararı icra müdürlerine bırakmıştır. Bu düzenleme gazetelerin resmi ilan gelirlerinin çok önemli oranda düşmesine neden olmaktadır.

4.İNTERNET BASINI

“Resmi İlan ve Reklam Yönetmeliği”, başta yerel gazetelerin kurduğu internet haber siteleri olmak üzere tüm internet haber siteleri için ağır koşulları içermektedir.

Yönetmeliğin yürürlüğe girdiği günden bu yana yapılan uygulamalara bakıldığında; yerel gazetelere ait bazı internet haber siteleri süreç içerisinde yönetmelikte belirtilen personel istihdamı, haber ve içerik kriterlerini sağlasa da, “ziyaretçi ve tıklama” sayılarına ulaşmakta zorluk yaşamaktadır.

1 Ekim 2023 tarihinde yürürlüğe giren yönetmelikle birlikte, Türkiye genelinde basın ilanı alan 401 yerel gazeteye ait internet haber sitesinden sadece yarısı gerekli ziyaretçi ve tıklama sayısına ulaşabilmektedir.

Yeni döneme uyum açısından yönetmelik gerekliliklerinin tekrar gözden geçirilerek, yerel gazetelerin ve internet haber sitelerinin desteklenmesi beklenmektedir.

5. YEŞİL PASAPORT

15 yıl mesleki kıdemi bulunan basın kartı sahibi basın mensuplarına yeşil pasaport verilebilmesine yönelik iktidar ortağı MHP tarafından meclise sunulan kanun teklifi, yıllardır gündeme getirdiğimiz bir sorunumuzun çözümü yönünde sevindirici bir gelişmedir.

Beklentimiz bu teklifin 10 yıl basın kartı taşıyan basın mensuplarıyla eş ve çocuklarını kapsamasıdır.

6. TELEVİZYON VE RADYO YAYINCILIĞI

Türkiye genelinde yerel, bölgesel ve ulusal yayın yapan televizyon kanallarının ortak sıkıntısı Türksat yayın giderleri, RTÜK’e ödenen ücretler gibi diğer yayın mecralarında olmayan masraflar nedeniyle girdi maliyetlerinin artmasıdır. Radyolar da aynı sorunu yaşamaktadır.

Özellikle yerel ve bölgesel yayın yapan televizyon kanalları büyük bir borç yükü altında kalmıştır. RTÜK Yasası günümüz koşullarına göre mutlaka yeniden ele alınmalı, RTÜK gelirlerinin bir bölümü, kurumsal yerel radyo ve televizyonlara destek olarak verilmelidir.

Yerel yayıncıların ödediği 10 yıllık yayın lisans bedeli düşürülmeli, yerel ve bölgesel yayıncıların gelirlerine uygun hale getirilmelidir. Yerel yayıncılar açısından benzer sorunun yaşandığı TÜRKSAT yayın iletim ücreti de aynı çerçevede değerlendirilmeli ve miktarı düşürülerek Türk Lirası üzerinden tahsil edilmelidir.

 7.GÜÇ ODAKLARINA BAĞIMLILIK

Gelişmiş demokrasilerin olmazsa olmazı konumunda yer alan ve kuvvetler ayrılığı prensibiyle gerçekleşen ülke yönetimlerinin 4. gücü olarak kabul edilen medya, gerçek anlamda işlevini yerine getirebilmek için ekonomik bağımsızlığını sağlamak zorundadır.

Medyanın, siyasal iktidar ve devlet kurumları da dâhil olmak üzere resmi ya da sivil hiçbir güç odağının kontrolünde olmadan yaşamını sürdürmesini sağlayacak düzenlemelerin yapılması, demokrasinin gelişmesi ve yerleşmesi için zorunluluktur.

Ülkemizde öncelikle medyanın ekonomik bağımsızlığını sağlayacak düzenlemeler yapılmalı hem medya kuruluşları hem de bu kuruluşlarda çalışan basın emekçileri ekonomik baskıdan kurtarılmalıdır.

8.BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ

Sektörümüzde yaşanan bir diğer sorun, Türk Ceza Kanunu ile Terörle Mücadele Yasası’nda yer alan ve darbe dönemlerinden bu yana değişmeyen basın özgürlüğünü kısıtlayıcı maddelerdir.

Avrupa Birliği uyum süreciyle başlayan yargı reformu kapsamında, hukuk ve ceza alanındaki temel kanunlarda değişiklikler yapılsa da, ifade ve basın özgürlüğü alanını kapsayan değişiklikler dilediğimiz düzeyde olmamıştır.

Demokratikleşme ve temel hak ve özgürlüklerin gelişmesi bakımından bugüne kadar yapılan tüm bu düzenleme ve iyileştirmelere rağmen ifade ve basın özgürlüğü konusunda hala mevzuattan ve uygulamadan kaynaklanan sorunlar yaşanmaktadır. Bu sorunlar yapılan düzenlemelerle zaman içerisinde kolaylıkla giderilebilir.

9. BASINDA ÇALIŞMA KOŞULLARI

Basın işkolunda “gazeteci” olarak çalışan kişilerle işverenleri arasındaki ilişkiler ve çalışma koşulları Basın İş Kanunu ile düzenlenmiştir.

Yaklaşık 70 yıl önce, 20 Haziran 1952’de yayımlanarak yürürlüğe giren 5953 sayılı kanunda, 1961 yılında kapsamlı bir değişikliğe gidilerek meslektaşlarımıza yıpranma hakkından yıllık izinlere, tazminat hakkından fazla mesaiye kadar birçok alanda sağlanan kazanımların birçoğu maalesef geri alınmıştır.

Bu yasanın günümüz koşullarına uygun olarak yeniden düzenlenmesi gerekmektedir.

5953 Sayılı Kanun; Yıpranma hakkından yıllık izinlere, tazminat hakkından fazla mesaiye kadar geniş bir yelpazede ele alınarak, elektronik medyayı da kapsayacak şekilde güncellenmelidir.

Ayrıca; gazetecilik mesleği basın kartı sahibi koşuluna bağlı olmadan yapılan ağır ve tehlikeli bir iş olarak kabul edilmeli, basın kartı sahibi ve çeşitli nedenlerle basın kartı alamayan gazetecilerin anayasal sosyal güvenlik hakkının sonucu olan fiili hizmet süresi zammı geri verilmelidir.

Kamuoyuna saygıyla duyurulur.

AÇIKLAMALAR…         LOBİ FAALİYETLERİ…     DİĞER ÇALIŞMALAR…

“MEDYA SEKTÖRÜNDE BIÇAK KEMİĞE DAYANDI”

 Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu Yönetim Kurulu, ekonomideki son gelişmelerin medya sektörüne olumsuz etkilerini değerlendirdi.

Konuyla ilgili yapılan yazılı açıklamada asgari ücrette sağlanan artışın medya sektöründe çalışan basın mensupları adına memnuniyet verici olduğunun altı çizildi ve “Benzer iyileştirmenin basın işletmeleri için sağlanmaması halinde bu artış sektör için anlamını yitirecektir. Aksi halde basın mensuplarının çalışacak kurum bulamama tehlikesi ile karşı karşıya kalması söz konusu olacaktır” denildi.

TGK Yönetim Kurulu açıklamasında şu görüşlere yer verildi:

“Gazete maliyetlerini oluşturan kâğıt, kalıp ve mürekkep başta olmak üzere tüm malzemelerin döviz cinsinden fiyatları artarken Dolar sadece bir yılda yüzde 100’den fazla arttı. Bunun yanı sıra, medya kuruluşlarının girdileri de Dolar bazında yüzde 50’ye varan oranlarda yükseldi ve toplam artış yüzde 200’lere ulaştı. Sektörümüzde artık bıçak kemiğe dayandı. Gerekli destekler sağlanmaz ve BİK ilan bedelleri bir an önce arttırılmazsa, 2022 yılında geçerli olacak asgari ücretteki artışın da etkisiyle yüzlerce yerel medya kuruluşu kapanacak, binlerce medya çalışanı işsiz kalacaktır.”

Açıklamada alınması gereken önlemler şöyle sıralandı:

“1) Basın İlan Kurumu resmi ilanları yerel gazeteler için yaşamsal önem taşıyor. Ancak, Hükümet kanadının 12 temsilcisi atanmadığından, Kasım 2021 tarihi itibariyle Basın İlan Kurumu Genel Kurulu yaklaşık bir yıldır toplanamıyor. Genel Kurul en kısa sürede toplanmalıdır. Genel kurulun toplanamaması halinde de, hak kaybı yaşanmaması için yeni fiyat tarifesini BİK yönetim kurulu belirlemeli ve Cumhurbaşkanlığına sunmalıdır.

Artış kararı verilirken, dolar artışı ve enflasyon oranı dikkate alınarak fiyat yükseltilmeli, yeni fiyatlar 1 Ocak itibariyle uygulanmalıdır. Bu konuda önerimiz, resmi ilan fiyat tarifesi sütun santim fiyatının satış sayısı 50 binin altındaki gazeteler için en az 35 TL olmalı, satışı 50 binin üzerinde olan gazeteler için de bunun paralelinde fiyat belirlenmelidir.

2) Acil önlemler kapsamında başta gazete kâğıdı olmak üzere sektörde kullanılan tüm sarf malzemelerinde KDV sıfırlanmalı, uzun vadede Türkiye kâğıtta dışa bağımlılıktan kurtulmalı ve SEKA gibi kâğıt fabrikaları yeniden kurulmalıdır.

3) Medya sektöründe faaliyet gösteren gazete, televizyon, radyo ve kurumsal internet haber siteleri için kamu bankalarınca “kredi” sağlanmalıdır. Ayrıca KOSGEB, İŞKUR veya Hazine tarafından zor durumdaki medya kuruluşlarına hibe verilmelidir.

4) Medya kuruluşlarının birikmiş SGK ile diğer vergilerinde indirim yapılmalı, indirim sonrası hesaplanacak borç taksitlendirilmelidir.

5) Yargı Paketi kapsamında TBMM’de yapılan değişiklik geri alınmalı, icra ve iflas ilanlarının eskiden olduğu gibi tam kapsamlı yayınlanması ve icra müdürlerinin keyfiyetine bırakılmaması için Adalet Bakanlığınca genelge yayınlanmalı ve ardından yasal düzenleme yapılmalıdır. Bu  düzenleme ile Kamu İhale Mevzuatı’nda olduğu gibi eşik değerler sistemi getirilerek, bu alandaki gri alanlar ortadan kaldırılmalı, icralık vatandaş ile gazetelerin ortak menfaatine bir sistem hayata geçirilmelidir.

6) Televizyon kuruluşlarından alınan uydu bedellerinde indirim yapılarak TL’ye çevrilmeli, taksitlendirilmeli, RTÜK payları düşürülerek, bir süre alınmamalıdır. Zorunlu yayınlanan kamu spotları ücretlendirilmelidir.

7) Yerel basın kuruluşları, belediyeler ve kamu kurumları tarafından ilan ve reklamlarla desteklenmeli; THY, Vakıfbank, Ziraat Bankası, Halkbank ve kamu ilanları yerel medyaya yönlendirilmeli, ayrıca bakanlıklar ücretli Kamu Spotu ve zorunlu yayın desteği vermeli. Bu kapsamda, yerel yönetimlerin meclis tutanaklarının tüm il ve ilçelerde yerel gazetelerde yayınlanması sağlanmalıdır.

8) Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nde yer alan tasarruf tedbirleri kapsamında kamu kurumlarına getirilen yerel basına abone olunmama uygulamasına son verilmeli, reklam ve ilan verme kısıtlaması kaldırılmalıdır.

9) Ülkemizde faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşlarının ve meslek örgütlerinin Genel Kurul ilanları ile Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu’nun çağrı ilanları, eskisi gibi zorunlu olarak yerel gazetelerde yayınlanmalıdır.

10) Tüm RTÜK ödemeleri en az bir yıl ötelenmeli, mevcut borçların faizleri sıfırlanarak 72 aya varan vade ile yapılandırılmalıdır.

11) Gazete, radyo-televizyonlar ya da dijital mecra ayırımı yapılmaksızın tüm medya sektörünün sarf malzemelerinde KDV sıfırlanmalıdır.

12) Gazete, radyo-televizyonlar ya da dijital mecra ayırımı yapılmaksızın tüm medya sektörüne indirimli enerji desteği sağlanmalıdır.

13) Gazeteler, radyo-televizyonlar ile internet sitelerinin düzenleme, denetleme ve destekleme esasına göre ele alındığı bir sistem oluşturulmalı, İlan Kurumu tesis edilmeli, Hazine, KOSGEB, İŞKUR ve Kalkınma Ajansı desteklerinden dijital mecra ayırımı yapılmaksızın tüm medya yararlanmalıdır.

“RESMİ İLAN FİYAT TARİFESİ ACİLEN GÜNCELLENMELİDİR”

Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu Genel Başkanı Nuri Kolaylı, medya sektörünün büyük bir darboğazdan geçtiğini belirterek, Resmi İlan Fiyat Tarifesi’nin vakit geçirilmeden güncellenmesini istedi.

10 Ocak Çalışan Gazeteciler Dayanışma Günü nedeniyle, Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu’nu oluşturan 9 Gazeteciler Federasyonu, 86 Gazeteciler Cemiyeti ve basın meslek örgütü ile bu kurumlara üye yaklaşık 20 bin basın çalışanını temsilen yazılı açıklama yapan Kolaylı, medya kuruluşları ve bu kuruluşlarda çalışan medya emekçilerinin zor bir süreçten geçtiğine dikkat çekti. Kolaylı şunları söyledi:

“10 Ocak’ı, yaşanan sorunlar ve geri alınan haklar nedeniyle “Çalışan Gazeteciler Bayramı” değil “dayanışma günü” olarak kutluyoruz. Zira mesleki yasaların çıkarılmasından basın özgürlüğüne kadar birçok konuda düzenleme beklediğimiz bu dönemde medya sektöründe faaliyet gösteren kurumlar ve emekçiler olarak bir 10 Ocak’ı daha sayısız sorunla geride bırakıyoruz.  Öncelikle gazetelerimiz çok zor durumda. Gazete maliyetlerini oluşturan kâğıt, kalıp ve mürekkep başta olmak üzere tüm malzemelerin döviz cinsinden fiyatları artıyor. Dövizde sağlanan kur düşüşü ne yazık ki malzeme fiyatlarına yansımadı.

Bu dönemde Basın İlan Kurumu resmi ilanları yerel gazeteler için büyük önem taşıyor. Ancak, Basın İlan Kurumu’nda Hükümet kanadının 12 temsilcisi atanmadığından, 1 yıla yakın süredir genel kurul toplanamıyor.

Genel Kurul en kısa sürede toplanmalı ve resmi ilan fiyat tarifesi sütun santim fiyatını satış sayısı 50 binin altındaki gazeteler için en az 35 TL yapmalıdır. Satışı 50 binin üzerinde olan gazeteler için de bunun paralelinde fiyat belirlenmelidir.

Genel kurulun toplanamaması halinde ise, yeni fiyat tarifesi BİK yönetim kurulu tarafından belirlemeli ve Cumhurbaşkanlığına sunulmalıdır. Tarife takip eden ayda değil Resmi Gazetede yayınlandığı günü takiben yürürlüğe girmelidir. Bu gecikmenin bedelini gazeteler ve bu gazetelerde çalışan meslektaşlarımız ödememelidir.

Bugünün önemine değinecek olursak; Bilindiği gibi 10 Ocak 1961, basında çalışanların haklarına ilişkin 212 sayılı yasanın uygulanmaya başlandığı gündür. Bu yasa, basın emekçilerinin sigortalı çalışmasını, işten çıkarılmaları durumunda ihbar ve kıdem tazminatlarının ödenmesini, yıllık ve haftalık olmak üzere belirlenen tarihlerde izin yapmalarını ve belki en önemlisi de gazetecilik faaliyetlerini özgürce yürütmelerini güvenceye bağlamaktaydı.

Ancak günümüzde meslektaşlarımız çalışma ve yaşama koşulları ile mesleki yeteneklerini geliştirme ve mesleklerini özgürce yapma olanakları bakımından 10 Ocak 1961’den daha iyi haklara sahip değildirler. Bu nedenle meslektaşlarımız açısından bir bayramdan da söz edemeyiz. Hep tekrarladığımız gibi 10 Ocak’lar ve 24 Temmuz’lar bizim için bayram günü değil, dayanışma günleridir.

10 Ocak Çalışan Gazeteciler Bayramı’nı gerçek anlamıyla kutlayabileceğimiz günlere en kısa dönemde ulaşmayı diliyorum.”

TGK, MEDYANIN SORUNLARI RAPORUNU KEMAL KILIÇDAROĞLU’NA SUNDU

Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu heyeti, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu Ankara’daki makamında ziyaret etti. Ziyarette, TGK tarafından hazırlanan “Medyanın sorunları ve çözüm önerileri” başlıkla raporu CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na verildi.

Türkiye’nin en üst çatı basın meslek kuruluşu olan ve bünyesinde 9 gazeteciler federasyonu ile 86 gazeteciler cemiyetine üye 20 bin basın çalışanını bir araya getiren Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu heyeti, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu Ankara’daki makamında ziyaret etti.

CHP Genel Merkezinde gerçekleşen ve yaklaşık 1 saat süren ziyarette, TGK tarafından hazırlanan “Medyanın sorunları ve çözüm önerileri 2022” başlıklı raporu CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na sunan TGK Genel Başkanı Nuri Kolaylı, “Özellikle yerel basınımız gerçek anlamda yaşam mücadelesi veriyor. Basın özgürlüğünden mesleki sorunlara ve ekonomik koşullara kadar çözüm bekleyen konularda desteğinizi istiyoruz” dedi.

TGK Genel Başkanı Nuri Kolaylı, TGK Onursal Başkanı Nazmi Bilgin, TGK’ya üye gazeteciler federasyonlarının başkanları, CHP İzmir Milletvekili ve Genel Başkan Başdanışmanı Tuncay Özkan’ın yer aldığı görüşmede, medyanın sorunlarına değinen TGK Genel Başkanı Nuri Kolaylı, medya sektörünün, ekonomik sorunların yanı sıra yasal düzenleme eksiklikleri, basın özgürlüğü, yetişmiş eleman sıkıntısı, teknik altyapı, istihdam ve etik gibi sorunlarla karşı karşıya olduğuna dikkat çekti.

Medya sektöründe yaşanan en öncelikli sorunun, Basın İlan Kurumu resmi ilan tarife artışı olduğunu kaydeden TGK Genel Başkanı Nuri Kolaylı, BİK Genel Kurulunun hükümet kanadı temsilcilerinin atanamaması sonucu toplanamadığını ve dolayısıyla yerel basının can suyu kabul edilen resmi ilan fiyat tarifesinin artırılamadığını söyledi. TGK Genel Başkanı Kolaylı şöyle devam etti;

“Günümüz Türkiye’sinde yerel gazeteler ekonomik açıdan gerçek anlamda yaşam savaşı vermektedir. Gazete maliyetlerini oluşturan kâğıt, kalıp ve boya başta olmak üzere tüm girdilerin döviz cinsinden fiyatları artarken ABD Doları sadece bir yılda yüzde 100’den fazla artmıştır. Medya kuruluşlarının girdilerinin de ayrıca ABD Doları bazında yüzde 50’ye varan oranlarda yükselmesiyle, sektördeki toplam girdi maliyetleri artışı yüzde 200’lere ulaşmıştır.

Bu ortamda, Basın İlan Kurumu’nun fiyat tarifesi, özellikle yerel gazeteler için hayati önem taşımaktadır. Ancak, Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu olarak yaptığımız bütün girişimlere karşın Basın İlan Kurumu Genel Kurulu’nun Hükümet kanadını oluşturan 12 temsilcisi atanmamıştır. Bu atamalar yapılmadığından da BİK Genel Kurulu bir yılı aşkın süredir toplanamamış ve resmi ilan fiyat tarifesi artışını yapamamıştır. Gazeteler adeta kaderlerine terk edilerek eski tarife üzerinden ilan almak zorunda bırakılmıştır.

Basın İlan Kurumu Genel Kurulu en kısa sürede toplanmalıdır. Zaman kaybı olmamalıdır, tarife Resmi Gazete’de yayınlandığı gün yürürlüğe girmelidir. Genel kurulun toplanamaması halinde ise bugüne kadar yaşanan hak kaybının daha da büyümemesi için, yeni fiyat tarifesini BİK yönetim kurulu belirlemeli ve Cumhurbaşkanlığına sunmalıdır.

Artış kararı verilirken de, ABD Dolar’ındaki artışı ve enflasyon oranı dikkate alınarak fiyat yükseltilmelidir. Bu konuda Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu olarak önerimiz, resmi ilan fiyat tarifesi sütun santim fiyatının satış sayısı 50 binin altındaki gazeteler için en az 35 TL olması, satışı 50 binin üzerinde olan gazeteler için de bunun paralelinde fiyat belirlenmesidir.”

Son çeyrek asırda ekonomik, siyasi ve teknolojik gelişmelerden yakından etkilenen medya sektörünün önemli bir değişim ve dönüşüm sürecine girdiğini, ancak bu sürecin getirdiği karmaşık ve birbirini etkileyen sorunların çözümsüz kaldığını da vurgulayan TGK Genel Başkanı Kolaylı, “Bu sorunlar tek bir kişi veya kurumun tek başına çözüm üreteceği basitlikte olmayıp, toplumumuzu oluşturan tüm tarafların desteği ve çabasıyla ele alınacak kapsamdadır. Önerimiz; siyasetçilerden, hukukçulardan, bürokratlardan, akademisyenlerden, sendikalardan, medya kuruluşlarından ve basın meslek örgütlerinden temsilcilerin bir araya gelmesi, ortak akıl oluşturulmasını amaçlayan toplantılarda konuları bütün detaylarıyla ele alması, çözüm önerileri üretilmesi ve bu önerilerin gerekli yasal düzenlemelerle Türkiye’ye kazandırılmasıdır” dedi.

Kasım 2021 tarihinde Trabzon’da gerçekleştirilen TGK Başkanlar Kurulu Toplantısında, sektörde yaşanan sorunların ve çözüm önerilerinin belirlendiğini, ardından bu konuların detaylarıyla ele alınarak rapor haline getirildiğini sözlerine ekleyen TGK Genel Başkanı Kolaylı, “Raporumuzu sunmak için siyasi parti liderlerinden istediğimiz randevu talebimize ilk yanıtı verdiğiniz ve bugünkü ziyarette bizleri kabul ettiğiniz için içtenlikle teşekkür ediyorum” dedi.

Ziyarette, medyanın sorunlarına ve çözüm önerilerine değinen TGK Onursal Başkanı ve Gazeteciler Cemiyeti (Ankara) Başkanı Nazmi Bilgin de 52 yıllık meslek yaşamında özellikle yerel medyanın bu kadar zor dönemden geçtiğine hiç tanık olmadığını ifade etti.

Basın İlan Kurumu’nun yerel gazeteler için çok önemli olduğuna dikkat çeken Bilgin, “Anadolu’da pek çok medya kurumu kapanmanın eşiğine geldi. Bir yandan dışa bağımlı olunan girdilerde döviz bazında artış olurken, diğer yandan döviz kurları inanılmaz arttı. Basın İlan Kurumu ve RTÜK gibi kurumların hiçbir siyasi iradenin güdümünde olmaması gerekiyor. Basın İlan Kurumu Genel Kurulu en kısa sürede toplanmalı ve resmi ilan tarifesi arttırılmalıdır. Kamu kurumlarının ilan ve reklamları da, medya kurumları arasında ayırım yapılmadan hakça dağıtılmalıdır” dedi.

Medya sektöründe yaşanan sorunları yakından takip ettiğini ifade eden Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da, basının toplumlar ve siyaset kurumları için önemini çok iyi bildiğini söyledi.

Basının gücünün siyasi otorite tarafından sınırlandırılmak istendiğine sık sık şahit olunduğunu kaydeden Kemal Kılıçdaroğlu, yaşanan sorunların çözümü için bütün siyasi parti liderlerinin katılımıyla bir toplantı yapılmasını, sorunların açık yüreklilikle ortaya konulmasını, ortak akılla çözüm üretilmesi gerektiğini kaydetti.   Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu şöyle devam etti;

“Ülkemizde bazı medya grupları hiçbir ekonomik sorun yaşamıyor. Kamu olanakları eşit olmayan bir şekilde sadece bu kurumlara akıtılıyor. Biz bu ayrımcılığa karşıyız. Medya sektörü gelişmiş demokratik ülkelerde çeşitli yöntemlerle desteklenir. Ama bu destekler adil ve objektif kurallar çerçevesinde şeffaf bir şekilde verilir. Kamunun medyaya aktaracağı kaynak, yine kamuya yarar sağlayacaktır. Örneğin kamu spotları medya kurumlarında objektif kriterlere göre ücreti karşılığında eşit ve hakça yayınlanabilir.”

Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu tarafından hazırlanan raporu inceleyeceğini ve başta meslek yasası ve internet yasası olmak üzere yasal düzenlemeler konusunda gereken desteğin verileceğini vurgulayan Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Meslek yasasına katkı koyarız. Yasanın hazırlanmasında gereken tüm çalışmaya destek oluruz. Üzerinde mutabakat sağlandığında da kanun teklifi olarak TBMM’ye sunarız. Hemen kabul edilmese bile arşivlerde yerini alır ve uygun ortam bulunduğunda günün şartlarına göre güncellenerek yasalaşabilir” dedi.

Not aldığı sorunları Türkiye gündemine taşıyacağını sözlerine ekleyen Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ziyaret nedeniyle TGK heyetine teşekkür etti.

TGK heyetinde Genel Başkan Nuri Kolaylı, Onursal Genel Başkanı Nazmi Bilgin, TGK Genel Başkan Vekili ve Doğu Anadolu Gazeteciler Federasyonu Genel Başkanı Feridun Fazıl Özsoy, Anadolu Gazeteciler Federasyonu Genel Başkanı Sefa Özdemir, Anadolu İnternet Gazetecileri Federasyonu Genel Başkanı Arif Kurt, Ege Gazeteciler Federasyonu Genel Başkanı Cem Kaytan, Güney Doğu Gazeteciler Federasyonu Genel Başkanı Mehmet Çelik, Karadeniz Gazeteciler Federasyonu Genel Başkanı Erdoğan Erişen, Marmara Gazeteciler Federasyonu Genel Başkan vekili ve TGK Genel Koordinatörü Sinan Tunç yer aldı.

KOLAYLI: BİK TARİFE ARTIŞI BASINA CAN SUYU OLACAK

Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu (TGK) Genel Başkanı ve BİK Genel Kurul Üyesi Nuri Kolaylı, Basın İlan Kurumu’nun bugün yapılan genel kurul toplantısında alınan “Resmi İlan Fiyat Tarifesi”nin 20,40TL’den 35 TL’ye yükseltilmesinin yerel basın için can suyu olacağını söyledi.

Türkiye genelinde 9 gazeteciler federasyonu, 86 gazeteciler cemiyeti ve basın meslek örgütü ile bu kuruluşlara üye 20 bin gazeteciyi temsil eden Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu adına yazılı bir açıklama yapan Genel Başkan Nuri Kolaylı, Basın ilan Kurumu’nun yerel basın açısından büyük önem taşıdığına dikkat çekti.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından onaylandıktan sonra Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe girecek olan ilan tarifesi artışının, girdi maliyetlerinin ve döviz kurlarının olağandışı artışıyla kapanmanın eşiğine gelen yerel basın kuruluşları için rahatlatıcı bir karar olduğuna dikkat çeken TGK Genel Başkanı Kolaylı, açıklamasında şu görüşlere yer verdi;

“Toplam 36 üyeden oluşan Basın İlan Kurumu Genel Kurulunda, Türkiye Gazeteciler Konfederasyonumuzu temsil eden arkadaşlarımızla birlikte, yerel basının sorunlarını gündeme getirerek çözüm önerilerimizi sunuyoruz.

Basın İlan Kurumu Genel Kurulumuzun son toplantısında, tirajı 50 binin altındaki gazeteler için uygulanan ve sütun/cm fiyatı 20,40 TL olan ilan bedeli, 35 TL’ye yükseltildi. Tirajı 50 binin üzerindeki gazeteler için uygulanan sütun/cm fiyatı da 49,35 TL’den 63 TL’ye yükseldi. Beklentimiz, Cumhurbaşkanlığınca onaylanıp bir an önce Resmi Gazetede yayınlanarak 1 Mart itibariyle yürürlüğe girmesidir.

Bu kararın alınmasında emeği geçen Basın İlan Kurumu Genel Müdürü Rıdvan Duran’a, Basın İlan Kurumu Genel Kurul üyelerine, Genel Kurul Üyesi Medya İş Sendikası Genel Başkanı Sezai Ballı’ya, TGK ailemizin temsilcileri Nazmi Bilgin’e, Mustafa Arslan’a, Şevket Erzen’e ve Şevket Karahan’a meslektaşlarım adına teşekkür ediyorum.”

“İNTERNET MEDYASI, YAZILI BASINA ZARAR VERMEDEN DESTEKLENMELİ”

Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu tarafından, “Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi”ne ilişkin olarak hazırlanan rapor, TBMM Dijital Mecralar Komisyonu’na sunuldu.

Türkiye genelinde örgütlü 9 gazeteciler federasyonu ile bu federasyonlara üye ve temsil yetkisi veren toplam 86 gazeteciler cemiyeti ve basın meslek örgütünün üye olduğu Türkiye Gazeteciler Konfederasyonunca hazırlanan rapor, düzenlemeye ilişkin meslek örgütünün çekincelerini, görüş ve önerilerini içeriyor.

Raporun, Basın İlan Kurumu mevzuatı ile ilgili bölümü, Basın İlan Kurumu Genel Kurulu Anadolu Gazete Sahipleri Temsilcisi Mustafa Arslan’ın katkılarıyla hazırlanırken, tamamının TBMM Dijital Mecralar Komisyonuna sunumu, TGK Genel Başkanı Nuri Kolaylı tarafından yapıldı.

Hüseyin Yayman Başkanlığında TBMM’de bir araya gelen Dijital Mecralar Komisyonu’nun toplantısı yaklaşık 15 saat sürdü. Komisyon üyelerinin yanı sıra çok sayıda konuk milletvekilinin de katıldığı komisyon toplantısında, “Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi”ne ilişkin rapor sunan TGK Genel Başkanı Nuri Kolaylı, yapılan düzenlemede, basın özgürlüğünü engelleme riski bulunan maddelerin yeniden ele alınması gerektiğini vurguladı. Kolaylı, “Dikkat edilmesi gereken bir diğer konu, İnternet Medyası’na gerekli desteklerin ve hakların verilmesi, bu yapılırken de yazılı basının kazanılmış haklarının korunmasına özen gösterilmesidir” dedi.

Basın İlan Kurumu Anadolu Gazete Sahipleri temsilcisi Mustafa Arslan da, “Teklifin resmi ilanlarla ilgili düzenleme içeren bölümü, mevcut resmi ilan pastasını kısmen genişletme amacı taşısa da, yazılı basına ayrılan payın, internet haber sitelerine bölüştürülmesi gibi bir sonuç getirdiği endişesi yaşanmaktadır” dedi.

Basın İlan Kurumu Anadolu Gazete Sahipleri Temsilcisi Mustafa Arslan ve Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu Genel Koordinatörü Sinan Tunç’un yanı sıra çok sayıda basın meslek örgütü temsilcisinin katıldığı TBMM Dijital Mecralar Komisyon toplantısında, TGK Genel Başkanı Nuri Kolaylı tarafından şu rapor sunuldu;

BASIN KANUNU İLE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN

TEKLİFİNE İLİŞKİN TÜRKİYE GAZETECİLER KONFEDERASYONUNUN ÖNERİLERİ

MADDE 5: Kanun teklifinin 5. maddesi, basılı gazeteler için öngörülen yayın durdurma müeyyidesinin internet haber siteleri için uygulanmayacağını öngörüyor. Bunun yerine, düzeltme için 2 hafta süre tanınıyor.

maddede de yer aldığı gibi; bu maddede de süreli yayın beyannamesini inceleme yetkisi Cumhuriyet Başsavcılığından alınarak Basın İlan Kurumu’na veriliyor.

Düzenlemeye göre; beyannamedeki eksiklikleri 15 gün içerisinde gidermeyen ve gerçeğe aykırı bilgileri düzeltmeyen internet haber siteleri hakkında yayını durdurma yaptırımı uygulanmayacak. Basın İlan Kurumu, istemi süresinde yerine getirmeyen haber sitelerinin “haber sitesi vasfını kazanmadığının tespiti” amacıyla İstanbul Asliye Ceza Mahkemesine başvuracak. Başvurunun kabul edilmesi halinde bu siteler, internet haber siteleri için sağlanabilecek resmi ilan ve reklam gelirleriyle çalışanlarının basın kartı hakları ortadan kalkacak. Ancak bu sitelere yine de Basın Kanunu ve diğer mevzuatın öngördüğü yaptırımlar uygulanacak.

Görüşümüz; basın kartı hakkının geri alınması durumu, kurumsal bir işlemin sonucunun fikir işçileri açısından doğuracağı mağduriyet yönündedir. Çünkü basın kartı ile erken emeklilik Sosyal Sigortalar Kanunu’nun amir hükmü gereği gerek-yeter şart haline gelmiştir. Benzer bir durum tasarıdaki diğer maddede de vardır ve basın ahlak esaslarına aykırılık görülmektedir. Bahse konu maddedeki basın kartı iptali konusu kaldırılmalıdır. Site kapansa-kapatılsa dahi fikir işçisi başka bir yayın mecrasında görev alabilecektir. Kaldı ki bu süre içinde geçici kart taşıma hakkı bulunmaktadır.

MADDE 7: Kanun teklifinin 7. maddesi, İnternet haber sitelerinde yer alan yazılardan zarar gören kişinin düzeltme ve cevap yazısının, hiçbir düzeltme ve ekleme yapmaksızın bir gün içinde yayımlanması zorunluluğu getirmektedir.

Buna göre internet haber sitesinde kişilerin şeref ve haysiyetini ihlâl edici veya gerçeğe aykırı yayın yapılması halinde;

İnternet haber sitesi sorumlu müdürü, zarar gören kişinin düzeltme ve cevap yazısını, hiçbir düzeltme ve ekleme yapmaksızın yazıyı aldıktan sonra en geç bir gün içinde ilgili yayının yer aldığı sayfa ve sütunlarda URL bağlantısı sağlayarak, aynı punto ve aynı şekilde yayımlamak zorunda kalacaktır.

Düzenleme ile ayrıca, yayın hakkında verilen erişimin engellenmesi ve/veya içeriğin çıkarılması kararlarının uygulanması ya da içeriğin site tarafından kendiliğinden çıkarılması halinde ise düzeltme ve cevap metni internet haber sitesinin ana sayfasında yayımlanacaktır.

Bu hak sadece gerçeğe aykırı haberler için kullanılabilmelidir. Aksi takdirde, her haber için cevap ve düzeltme yazısı yayımlanmak zorunda kalınabilir.  Ancak mahkeme kararı olması halinde cevap ve düzeltme yayınlanmalıdır.

MADDE 9: Kanun teklifinin 9. maddesi, haberler için dava açma konusunda zaman aşımını düzenliyor. Ayrıca, Basın Kanunu’nun, dava süreleriyle ilgili maddesine internet haber sitelerinde yayımlanan içerikler de dâhil ediliyor.

Maddeye eklenen yeni bir cümleyle ise basın davalarında zamanaşımı süresinin TCK’daki zamanaşımı sürelerinin yarısını aşamayacağı hükmü getiriliyor.

Ancak düzenlemede bazı belirsizlikler var. Örneğin en geç ne kadar sürede dava açılması gerektiği konusu belli değil. Yayından 20 yıl sonra bile, yayınla ilgili dava açılabilecek mi?Bu madde de hukukçular tarafından ele alınarak değerlendirilmelidir.

MADDE 11: Kanun teklifinin 11. maddesi kimlerin basın kartı alabileceğini düzenlemektedir.

Bu değişikle birlikte Basın Kanunu kapsamına alınan internet haber sitelerinin çalışanlarının da basın kartı alabilmelerinin yolunun açılması olumlu bir düzenlemedir.

“Medya alanında hizmet veren kamu kurum ve kuruluşlarında ve kamu kurum ve kuruluşlarında enformasyon hizmetinde çalışan kamu personeli” maddesinin kapsamı çok geniş tutulmuştur. Oysa basın kartının amacı, gazetecilik mesleğinin icra edilebilmesinin sağlanmasıdır.

MADDE 12: Kanun teklifinin 12. maddesi, Basın Kartı Yönetmeliğinin 6. maddesini içeriyor ve basın kartı alabileceklerde aranan şartlar bu maddede sıralanıyor.

Basın kartı almaya engel olan ve Yönetmelikte yer alan mahkûmiyetlere, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama ve terörizmin finansmanı suçları da eklenerek kapsam genişletilmiş.

Bir diğer değişiklikle, TCK’daki “suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, üyesi olmak” suçunu da kapsayan “Kamu barışına karşı işlenen suçlar” ifadesi yönetmeliğe ekleniyor. Böylece kapsam genişletiliyor.

Değişikliğin (g) fıkrası ise, tanımlamada eksiklik içeriyor. Mevcut yönetmelikte, gazetecilik faaliyeti dışında “ticari, sınai veya zirai” faaliyette bulunmaması koşulu aranmaktadır.

Ancak teklifte “sınai veya zirai” faaliyete yeter verilmeyerek, sadece “ticari” faaliyette bulunmamak koşulu getirilmektedir. Bu değişiklik, asıl işi sanayicilik ve ziraat olanların da basın kartı alabilmesinin yolunu açma riskini taşıyor.

MADDE 14: Kanun teklifinin 14. maddesi basın kartı komisyonunun yapısıyla ilgili ve Türkiye Gazeteciler Konfederasyonumuzun defalarca dile getirdiği sorunu ne yazık ki çözmekten uzak bir düzenleme.

Teklife göre Basın Kartları Komisyonu’nun 9 üyesinden 5’i İletişim Başkanınca “atanacak”. Düzenlemeye göre İletişim Fakülteleri dekanları arasından belirlenecek üyeyi bile İletişim Başkanı seçecek.

Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu olarak Basın Kartları Komisyonunun şöyle oluşmasını öneriyoruz;

a) İletişim Başkanlığı’nı temsilen iki üye,

b) Basın-yayın meslek kuruluşlarının birleşerek oluşturdukları üst kuruluşlardan en fazla basın kartına sahip iki kuruluşu tarafından belirlenecek birer üye,

c) Süreli yayın organlarının sahip ve/veya çalışanlarınca kurulan basın-yayın meslek kuruluşlarından basın kartı sahibi en fazla üyesi bulunan iki meslek kuruluşu tarafından belirlenecek birer üye,

ç) Basın-yayın meslek kuruluşlarının birleşerek oluşturdukları üst kuruluşlar hariç olmak üzere; İstanbul, Ankara ve İzmir dışındaki illerde kurulu basın-yayın meslek kuruluşlarının sahip ve/veya çalışanları tarafından kurulmuş basın-yayın meslek kuruluşlarından en fazla basın kartı sahibi üyesi bulunan meslek kuruluşu tarafından belirlenecek bir üye,

d) Ulusal veya yerel düzeyde yayın yapan radyo ve/veya televizyonların yönetim kurulu başkanları ve/veya gazeteci çalışanlarınca kurulmuş olan basın-yayın meslek kuruluşlarından en fazla üyesi bulunan meslek kuruluşu tarafından belirlenecek bir üye,

e) Basın İlan Kurumu Anadolu Gazete Sahipleri temsilcisi seçilen üç üye,

f) Basın İlan Kurumu İnternet Haber Siteleri temsilcisi seçilen iki üye,

g) İşçi sendikası şeklinde faaliyet gösteren sendikalardan basın kartı sahibi üyesi en fazla olan 2 sendika tarafından belirlenecek birer üye,

ğ) İletişim Fakültesi dekanları arasından seçimle belirlenecek bir üye,

h) Sürekli nitelikte basın kartı sahipleri arasından Başkanlıkça belirlenecek bir üye olmak üzere toplam onyedi üyeden oluşur.

Teklifte getirilen antidemokratik uygulama yerine, yukarıdaki gibi komisyonda “basın meslek kuruluşları” etkin hale getirilmelidir.

Ayrıca, komisyonun aldığı kararların İletişim Başkanının onayıyla yürürlüğe girmesine yönelik mevcut uygulama kanun teklifinde de korunmaktadır. Bunun yerine, komisyonun aldığı kararlar onaya gerek duyulmadan uygulanmalıdır.

MADDE 15: Kanun teklifinin 15. maddesi, düzenlemenin en çok dikkat edilmesi gereken değişikliklerinden birisini içeriyor. Buna göre; basın ahlak esaslarına aykırı davranış, basın kartının iptaliyle sonuçlanacak. Basın İlan Kurumu’nun belirlediği basın ahlak esaslarına aykırı davranışı halinde gazetecilerin kartı iptal edilebilecek.

Önerilen düzenleme şöyle;

“Basın kartının iptal edileceği haller

EK MADDE 6- Basın kartı sahibinin, ek 3 üncü maddede yer alan niteliklere sahip olmadığının veya bu nitelikleri sonradan kaybettiğinin anlaşılması halinde basın kartı Başkanlıkça iptal edilir.

Basın kartı sahibinin, 195 sayılı Basın İlan Kurumu Teşkiline Dair Kanunun 49. maddesine göre belirlenen basın ahlâk esaslarına aykırı davranışlarda bulunması halinde Komisyon kararıyla basın kartı iptal edilir.”

Oysa, Basın İlan Kurumu tarafından uygulanan “basın ahlâk esaslarına aykırı davranışlar” gazetecilere değil, basın kuruluşlarına yöneliktir. Yaptırımı da meslekten men değil, ilan kesme yani maddi içeriktedir.

Bu bölüm tekliften tamamen çıkarılmalıdır.

MADDE 16: Kanun teklifinin 16. maddesine göre, Kanuna eklenen ek 6’ncı maddeyle,  basın kartı iptallerinin sonuçları düzenleniyor.

Buna göre basın kartı alma koşulları oluşmadığı sonradan anlaşıldığı için basın kartı iptal edilenlerin kart almaya engel durumu ortadan kalksa bile, bir yıl süreyle kartlarının verilmemesi öngörülüyor. Düzenlemeye göre; basın ahlak ilkelerine aykırı davranıştan kartı Komisyon tarafından iptal edilenlere ise beş yıl süreyle basın kartı verilmeyecek.

Basın kartı almaya engel durumu ortadan kalkanların basın kartı almak için bir yıl beklemeleri, mesleki açıdan “mağduriyet” yaratacak olan bir uygulama. Bir yıl bekleme şartı olmamalı ve basın kartı almaya engel durum ortadan kalktığında, hak sahibinin kartı verilmelidir.

Beş yıl süreyle basın kartı verilmemesi maddesi ise tümüyle kalkmalıdır.

MADDE 19: Kanun teklifinin 19 maddesi ile, Basın İlan Kurumu Genel Kurulu üye sayısı 36’dan 42’ye çıkarılıyor. Yeni düzenlemeyle genel kurula haber sitelerini temsilen 2 üye, Cumhurbaşkanlığından 2 üye, BTK ve RTÜK’ü temsilen birer üye ekleniyor.

Tüm bu değişiklikler, Basın İlan Kurumu Genel Kurulu’nun mevcut yapısını de büyük ölçüde değiştirmektedir. Tasarıda yer ala üniversiteler arası değişiklik mantıklı bir şekilde açıklanmazken, konuyla hiçbir bağlantısı olmayan RTÜK temsilcisinin Genel Kurul’da yer almasının gerekçesi de anlaşılamamıştır.

Öte yandan RTÜK ve BTK’dan gelecek üyelerin Bağımsızlar Grubu’ndan sayılması da ayrıca üzerinde durulması gereken bir husustur. Bilindiği gibi, Bağımsızlar Grubu’nda AA ve TRT temsilcileri de bulunmaktadır.  Bu durumda gruplar arası denge yeniden ele alınması gereken bir noktaya taşınmış olacaktır.

1960’lı yıllarda üniversitelerimiz İstanbul-Ankara-İzmir odaklıydı. Bununla birlikte Anadolu’da basın henüz gelişmemişti. Geldiğimiz noktada üniversitelerimiz sayı olarak artmakla birlikte yurdun çeşitli yerlerindeki fakülteler alanlarında öne çıkmaktadır.

Öte yandan bu üç ilimizdeki gazeteci meslek örgütleri ile birlikte kamu yararına faaliyet gösterenler dahil olmak üzere, mesleğimize büyük katkı sağlayan il meslek örgütleri de kurulmuş ve faaliyetlerini yürütmektedir.

Sonuç olarak; günümüz şartları ve hayatın doğal akışına uygun olmak üzere, İstanbul-Ankara-İzmir’de adres göstererek üye gönderen İletişim ve Hukuk Fakülteleri, Siyasal Bilgiler Fakültesi temsilcilerinin de alanlarındaki fakültelerden seçim yapmak sureti ile tespiti ve yine gazeteciler cemiyeti temsilcilerinin de Türkiye genelindeki cemiyetler arasından belirlenen kriterler çerçevesinde seçimle gelmesi, temsilde adalet ve hakkaniyete uygun olacaktır.

MADDE 24: Kanun teklifinin 24. maddesi, “basın kartına ilişkin” uyum düzenlemesi içeriyor.

Değişiklik önerisi şöyle;

31.05.2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunun 40. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan tablonun 16. sırasında yer alan “14 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesine” ibaresi “09.06. 2004 tarihli ve 5187 sayılı Basın Kanununa” şeklinde…

Tablonun 17 nci sırasında yer alan “Basın Kartı Yönetmeliğine” ibaresi “5187 sayılı Basın Kanununa” şeklinde değiştirilmiştir.

Düzenleme, Anayasa Mahkemesine daha önce açılan davalara ilişkin olası iptal kararı çerçevesinde bir düzenleme olarak görülüyor.

Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu olarak, konuya ilişkin defalarca yaptığımız açıklamalarda, meslektaşlarımızın emeklilikte yıpranma payından yararlanmalarının basın kartı şartına bağlanmaması gerektiğini vurguladık. Bu nedenle söz konusu madde yetersiz ve sorunu çözecek nitelikte değildir.

Gazetecilik mesleği basın kartı sahibi olma koşuluna bağlı olmadan yapılan ağır ve tehlikeli bir iş olarak kabul edilmeli, basın kartı sahibi ve çeşitli nedenlerle basın kartı alamayan, alması geciken  gazetecilerin anayasal sosyal güvenlik hakkının sonucu olan fiili hizmet süresi zammı geri verilmelidir.

Basın kartı şartı öne sürülmeden, 5953 sayılı yasaya tabi olarak çalışan tüm fikir işçilerinin yıpranma hakkından yararlanması sağlanmalıdır.

MADDE 25: Kanun teklifinin 25. maddesi, resmi ilan ve reklamların hangi mecralarda yayımlanacağını belirliyor.

Konuya ilişkin görüşümüz şöyledir;

Teklifin resmi ilanlarla ilgili düzenleme içeren bu bölümü, mevcut resmi ilan pastasını kısmen genişletme amacı taşısa da, yazılı basına ayrılan payın, internet haber sitelerine bölüştürülmesi gibi bir sonuç getirdiği endişesi yaşanmaktadır.

İcra ilanlarına kamu ihale ilanlarında olduğu gibi eşik değer getirme yaklaşımı önemlidir. Ancak burada, gerek eşik değer tespiti gerekse ‘veya’ ibaresi sektör adına ciddi sorunlara neden olacak potansiyele sahiptir. Tarafların menfaatleri korunarak bir orta yol bulmak mümkündür.

Adalet bürokrasisinin kendi cephelerinden bakış açısı ile haklı yaklaşımlarını göz ardı ediyor değiliz. Ancak bir konuya bakarken tüm cepheleri değerlendirmek en akılcı yol olacaktır.

İcra ilanları sadece icralık kişinin kaybı demek doğru bir yaklaşım değildir. İlan hizmeti ile rekabet imkânı sağlanmakta ve tıpkı Milli Eğitim, Milli Savunma, Ulaştırma gibi bir kamu görevi olan kitle iletişim sahası herhangi odağın etkisinde kalmadan yapabilmektedir. Aksi halde bu alanlar uluslararası sermaye ve ideolojilerin at koşturduğu bir alana dönüşecektir.

Bu açıklama ışığında beklentimiz;

‘Gazete’ ibaresinden sonra gelmek üzere ‘veya internet haber sitesi’ ibaresinin, ‘Gazete’ ibaresinden sonra gelmek üzere “VE İNTERNET HABER SİTESİ” şeklinde değiştirilmesi,

Ayrıca, “Toplam muhammen bedeli beş yüz bin Türk Lirasının altında” ibaresinin, “TOPLAM MUHAMMEN BEDELİ ELLİ BİN TÜRK LİRASININ ALTINDA” şeklinde değiştirilmesidir.

Öte yandan yazılı basın açısından yayın yeri, yerel ve yaygın basın kavramları Basın Kanunu’ndaki tarifi ve BİK mevzuatı açısından tiraj kıstasları ile yorum gerektirmeyecek şekilde tanımlanmıştır. Benzer tanımlamalar yerel, bölgesel ve yaygın olmak üzere RTÜK mevzuatında da söz konusudur.

Her ne kadar kanunun yayın tarihinden itibaren altı ay içinde BİK tarafından yönetmelik çıkarılması öngörülüyorsa da, yerel ve yaygınlık yaklaşımı kanunda internet siteleri için de tarif edilmelidir.

MADDE 26: Önerilen madde, ihale ilanlarının gazetelerin yanı sıra internet haber sitelerinde de yayınlanmasını içeriyor. Öneri şöyle;

“8/9/1983 tarihli ve 2886 sayılı Devlet İhale Kanununun 17’nci maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinin (a) alt bendinin birinci paragrafı aşağıdaki şekilde değiştirilmiş, alt bendin ikinci paragrafına “Gazete” ibaresinden sonra gelmek üzere “ve internet haber sitesi” ibaresi eklenmiş, bendin (b) alt bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiş, fıkranın (2) numaralı bendine “başka,” ibaresinden sonra gelmek üzere “bir internet haber sitesi ve” ibaresi eklenmiş, bentte yer alan “bir” ibaresi “birer” şeklinde değiştirilmiş, fıkranın (4) numaralı bendine “başka gazeteler veya” ibaresinden sonra gelmek üzere “internet haber siteleri ya da” ibaresi eklenmiştir.

“a) İhaleler, ihalenin yapılacağı yerde çıkan bir gazete ve bir internet haber sitesinde duyurulur.”

“b) Gazete çıkmayan veya internet haber sitesi yönetimi bulunmayan yerlerdeki ihalelerin ilanı, bu fıkranın (a) bendindeki süreler içinde Basın İlan Kurumu ilan Portalında yayınlanır.”

Uygulamada en önemli konu, yazılı basına Basın İlan Kurumu aracılığıyla verilen ilanların azalmamasına dikkat edilmesi, internet medyasına verilen ilanların, gazetelerin gelir kaybına neden olmamasıdır.

Bu maddedeki önerimiz şöyledir;

… alt bendin ikinci paragrafında yer alan ‘Gazete’ ibaresinin, … alt bendin ikinci paragrafında yer alan ‘gazetelerin en az ikisinde’ şeklinde değiştirilmesidir.

MADDE 27: Bu maddede yapılan düzenleme; Mal veya hizmet alımları ile yapım işlerinin ihalelerine ilişkin Resmi ilanların, internet haber sitelerinde de yayınlatılması amacıyla 4734 sayılı Kanunun 13’üncü maddesinde geçen ‘gazete’ ibarelerinin yanına ‘internet haber sitesi’ ibarelerinin eklenmesidir.

maddenin açıklamasında da vurguladığımız gibi; uygulamada dikkat edilmesi gereken en önemli konu, internet medyasına verilecek olan ilanların, gazetelerin gelir kaybına neden olmamasıdır.

Bu maddedeki önerimiz;

‘gazetelerin en az ikisinde’ ibaresinin muhafaza edilerek metnin düzenlenmesidir.

MADDE 29: Kanun teklifinin 29. maddesi, “halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” suçunu içeriyor. Şöyle ki; “26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 217 nci maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki madde eklenmiştir.

“Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma

MADDE 217/A- (1) Sırf halk arasında endişe, korku veya panik yaratmak saikiyle, ülkenin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni ve genel sağlığı ile ilgili gerçeğe aykırı bir bilgiyi, kamu barışını bozmaya elverişli şekilde alenen yayan kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır.

(2) Suçun, failin gerçek kimliğini gizlemek suretiyle veya bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde, yukarıdaki fıkraya göre verilen ceza yarı oranında artırılır.”

Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu olarak bizleri en çok endişelendiren bu düzenleme; meslektaşlarımızı zor durumda bırakma ihtimali olan; “Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” başlıklı yeni bir suç oluşturulmasıdır.

Yoruma açık olan bu düzenleme, somut olmayan gerekçelerle gazetecilerin cezalandırılmalarının yolunu açabilecektir. Söz konusu tespitin nasıl yapılacağı, mahkeme kararı aranıp aranmayacağı da düzenlemede net değildir.

Düzenlemede; “Halk arasında endişe, korku veya panik yaratmak saikiyle ülkenin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni ve genel sağlığı ile ilgili gerçeğe aykırı bir bilgiyi, kamu barışını bozmaya elverişli şekilde alenen yayan kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır. Suçun, failin gerçek kimliğini gizlemek suretiyle veya bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde, verilen ceza yarı oranında artırılır” ifadelerine yer verilmektedir.

BU MADDENİN DÜZENLEMEDEN TAMAMEN ÇIKARILMASI GEREKMEKTEDİR.

MADDE 32: Kanun teklifinin 32. maddesine göre, MİT Kanununda yer alan ifşa suçları bu kanun teklifine olduğu gibi alınıyor. MİT belgelerinin haber yapılması, haber değeri taşısa bile suç kapsamına giriyor. Düzenleme önerisi şöyle;

“5651 sayılı Kanunun 8 inci maddesinin birinci fıkrasına aşağıdaki bent eklenmiş, dördüncü fıkrasında yer alan “oluşturan yayınların içerik veya yer sağlayıcısının yurt dışında bulunması halinde veya içerik veya yer sağlayıcısı yurt içinde bulunsa bile, içeriği birinci fıkranın (a) bendinin (2) ve (5) ve (6) ve (7) numaralı alt bentlerinde ve (c) bendinde yazılı suçları” ibaresi madde metninden çıkarılmıştır.

“ç) 1/11/1983 tarihli ve 2937 sayılı Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı Kanununun 27 nci maddesinin birinci ve ikinci fıkrasında yer alan suçlar.”

Bu değişiklik önerisi hukukçular tarafından mutlaka incelenmelidir.

Çünkü bilindiği gibi; 5651 sayılı Kanunda Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Başkanı’nın elinde istisnai bir yetki vardır ve Kanunun M.8/4 fıkrasında BTK Başkanı’na erişinin engellenmesi ya da içeriğin çıkarılması kararını re’sen verebileceği haller açıkça sıralanmıştır.

Hangi suçlar için “yeterli şüphe” sebebi varsa Başkanın re’sen hareket edebileceği, hangi hallerde yetkinin mahkemede olduğu konusu zaten düzenlenmiştir. Önerilen teklif, bu ayrımı fiilen bozacak niteliktedir.

Ayrıca yapılması önerilen değişiklik ile; Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Başkanı, MİT başkanlığı, MİT mensupları ve aileleri hakkında çıkan haberler için de o siteye erişimi engelleme ve/veya içeriğin çıkarılması kararını re’sen verebilecektir.

MADDE 34: Basın Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’nin 34. Maddesi, sosyal ağlara ilişkin önemli düzenlemeler içeriyor.

Bu maddeler hukukçular tarafından mutlaka ele alınmalı, önerinin tamamı Anayasa’ya aykırılıkları yönüyle irdelenmelidir.

Önerinin bu maddesinin, Anayasa’ya aykırı düzenlemeler içerdiğinin düşünülmesinin yanında, getirdiği yenilikçi yaklaşımlar da vardır. Şöyle ki; “Yasa teklifinde Avrupa Birliği tarafından hazırlanan Dijital Hizmetler Yasası’nın izleri görülmektedir. Bu maddede platformların öneri algoritmalarının şeffaflığı istenmekte, kullanıcılara bunları tercih etme hakkı verilmesi ve bunların raporlanması öngörülmektedir.”

MADDE 38: Basın Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’nin 38. Maddesi’nde, 5/11/2008 tarihli ve 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu’na teklifin 36-37 maddeleri ile eklenen anlık mesaj uygulamalarının denetim altına alınması uygulamasına yönelik ihlaller durumunda uygulanacak yaptırımlar düzenlenmektedir.  Düzenleme önerisi şöyledir;

“5809 sayılı Kanunun 60 ıncı maddesine aşağıdaki fıkralar eklenmiştir.

“(16) Bu Kanunun 9 uncu maddesine aykırı olarak düzenlemelerde öngörülen yükümlülükleri yerine getirmeyen veya yetkilendirilmeksizin hizmet sunan şebekeler üstü hizmet sağlayıcılara bir milyon Türk Lirasından otuz milyon Türk Lirasına kadar idari para cezası verilebilir.

Otuz milyon lira ceza kabul edilemez bir cezadır.

“BU YASA YAZILI BASINA KİLİT VURDURUR”

TGK Genel Başkanı Nuri Kolaylı, Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’ne ilişkin Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu’nun talepleri doğrultusunda düzenlemeler yapılmazsa, gazetelerin kapanacağını söyledi. Kolaylı, TBMM Adalet Komisyonu’nda sundukları çözüm önerilerini ayrıntılarıyla anlattı.

Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu tarafından, “Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi”ne ilişkin olarak hazırlanan rapor, Abdullah Güler Başkanlığında toplanan TBMM Adalet Komisyonu’na sunuldu.

Türkiye genelinde örgütlü 9 gazeteciler federasyonu ile bu federasyonlara üye ve temsil yetkisi veren toplam 86 gazeteciler cemiyeti ile basın meslek örgütünün üye olduğu Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu’nca hazırlanan ve daha önce de TBMM Dijital Mecralar Komisyonu’na sunulan rapor, TGK’nın düzenlemeye ilişkin çekincelerini, görüş ve önerilerini içeriyor.

Basın İlan Kurumu mevzuatı ile ilgili bölümü, BİK Anadolu Gazete Sahipleri Temsilcisi Mustafa Arslan’ın katkılarıyla hazırlanan rapora ilişkin Adalet Komisyonu’nda milletvekillerine bilgi veren TGK Genel Başkanı Nuri Kolaylı, yapılan düzenlemede, basın özgürlüğünü engelleme riski bulunan maddelerin yeniden ele alınması gerektiğini vurguladı.

Kolaylı şunları söyledi;

“Türkiye’de basılı, görsel, işitsel ve elektronik haberciliğin yasak boşluklar nedeniyle genel bir mesleki düzenlemeye ihtiyaç duyduğunu yıllardır yaptığımız her açıklamada vurguluyoruz. Görüşülmekte olan Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkındaki Kanun Teklifi, Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu olarak defalarca dile getirdiğimiz sorunlardan bazılarına çözüm getirse de, beklentilerimizi tam olarak karşılamamaktadır.”

Basın sektöründeki öncelikli beklentinin Gazetecilik Meslek Yasası olduğuna dikkat çeken TGK Genel Başkanı Nuri Kolaylı, “Medya, gerçek anlamda işlevini yerine getirebilmesi için, gazetecilik mesleğini ve bu mesleği kimlerin yapabileceğini düzenleyen ‘Gazetecilik Meslek Yasası’na acilen ihtiyaç duymaktadır” dedi.

Konuşmasında yasa teklifinin olumlu ve olumsuz yanlarına vurgu yapan TGK Genel Başkanı Nuri Kolaylı şunları söyledi:

“İnternet Yasası kapsamında beklediğimiz bazı yasal düzenlemelerin kanun teklifinde yer alması, bu mecrada görev yapan meslektaşlarımızın gazeteci sayılacak olması sevindiricidir.  Ancak, meslektaşlarımızı zor durumda bırakma ihtimali olan; “Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” başlıklı yeni bir suç oluşturulması, Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu olarak bizleri endişelendirmektedir. Yoruma açık olan bu düzenleme, somut olmayan gerekçelerle gazetecilerin cezalandırılmalarının yolunu açabilecektir. Dezenformasyon sadece iktidarların değil, dünyanın ve tüm ülkemizin sorunudur, mücadele edilmelidir. Ancak 29 maddenin üzerinde daha detaylı çalışılması gerektiğini düşünüyoruz. Basının sansürlenerek değil, özgürleşerek topluma ve demokrasiye katkı sağlayabileceğini hatırlatmak istiyoruz”

TBMM Adalet Komisyonu’ndaki konuşmasında Basın İlan Kurumu ile gazetecilerin özlük haklarına ilişkin değişikliklere de değinen Kolaylı, çekince ve önerilerini şöyle sıraladı:

“Öncelikle, basın sektöründe fikir işçisi olarak çalışan meslektaşlarımızın yıpranma hakkından yararlanabilmesi için, Basın Kartı şartının kaldırılarak 5953 sayılı yasaya tabi olmalarının yeterli sayılmasını öneriyoruz.  5953 sayılı Basın Mesleğinde Çalışanlarla Çalıştıranlar Arasındaki Münasebetlerin Tanzimi Hakkında Kanun’un ilgili maddesi, “Bu Kanunun şümulüne giren fikir ve sanat işlerinde ücret karşılığı çalışanlara gazeteci denir” diyor. Bu tarif kapsamında görev yapan meslektaşlarımızın yıpranma hakkından yararlanmasını, meslektaşlarımız adına talep ediyoruz.

Tasarının 7. Maddesine göre cevap ve düzeltme yazısı sadece gerçeğe aykırı haberler için kullanılabilmelidir. Yöntem, Basın Kanununda olduğu şekilde olmalıdır.

Yine teklifin 14. Maddesine göre Basın Kartları Komisyonu’nun 9 üyesinden 5’i İletişim Başkanlığınca atanmaktadır. Komisyonun geniş katılımlı olarak meslek örgütlerinin temsilcilerinden oluşmasını öneriyoruz.

Teklifin 15. Maddesinde öngörülen Basın Kartı’nın, Basın İlan Kurumu Basın Ahlak esaslarına göre iptal edilmesini uygun bulmuyoruz. Basın Ahlak Esasları’na aykırılık kişilere değil, kuruluşlara yönelik bir yaptırımdır. Bu bölüm tekliften çıkarılmalıdır.

Teklifin 16. Maddesine göre Basın Kartı’nın Basın Ahlak Esaslarına göre iptal edilip, 5 yıl süreyle verilmemesi kesinlikle kabul edilemez bir düzenlemedir. Madde tümüyle kaldırılmalıdır.

Yine kanun teklifinde yer alan 25. maddedeki “gazete veya internet haber sitesi” bölümünün, “gazete ve internet haber sitesi” olarak değiştirilmesini öneriyoruz. Ayrıca, “Toplam muhammen bedeli beş yüz bin Türk Lirasının altında” ibaresinin, “Toplam muhammen bedeli elli bin Türk Lirasının altında” şeklinde değiştirilmesi, daha hakkaniyetli olacaktır.

27. maddedeki talebimiz ise, “gazetelerin en az ikisinde ve internet haber sitesinde” olarak düzenlenmesidir. ”

Kolaylı, TGK raporunda ve konuşmasında dile getirdiği düzenlemelerin yapılmaması halinde gazetelerin kapısına kilit vurulacağını belirtti.

TGK Genel Koordinatörü Sinan Tunç’un da katıldığı TBMM Adalet Komisyonu’nda konuşan Basın İlan Kurumu Anadolu Gazete Sahipleri Temsilcisi Mustafa Arslan da, “Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi”nin 25, 26 ve 27. maddelerine ilişkin bilgi verdi.

BİK Anadolu Gazete Sahipleri temsilcisi Mustafa Arslan, “Basın özgürlüğünü gerçek anlamda sağlamak için, öncelikle basın kuruluşlarının ve basın çalışanlarının ekonomik özgürlüklerini sağlamalıyız. Teklifin resmi ilanlarla ilgili düzenleme içeren bölümü, mevcut resmi ilan pastasını kısmen genişletme amacı taşısa da, yazılı basına ayrılan payın, internet haber sitelerine bölüştürülmesi gibi bir sonuç getirdiği endişesi yaşanmaktadır” dedi. Mustafa Arslan, söz konusu maddelere ilişkin şu bilgileri verdi;

“Kanun değişikliği teklifinin 25. maddesi, resmi ilan ve reklamların hangi mecralarda yayımlanacağını belirliyor. Bu maddenin, yazılı basına ayrılan payın, internet haber sitelerine bölüştürülmesi gibi bir sonuç doğurmaması için tasarıda yer alan; “Gazete veya internet haber sitesi” bölümünün, “Gazete ve internet haber sitesi” olarak değiştirmesi gerekmektedir.

Böylece ilan sadece gazetede veya sadece internet haber sitesinde değil, her ikisinde de yayınlanarak kurumların gelir kaybına uğraması önlenebilir. Vatandaşın icra ve iflas ilanlarından mağdur olmaması için de, Basın İlan Kurumu Genel Kurulu’nda icra ilanlarına ilişkin yazılı basını ve internet haber sitelerini kapsayan özel ilan fiyat tarifesi belirleyebilir.

Ayrıca, “Toplam muhammen bedeli beş yüz bin Türk Lirasının altında” ibaresinin, “Toplam muhammen bedeli elli yüz Türk Lirası’nın altında” şeklinde değiştirilmesi, gelirlerimizin artışında önemli rol oynayacaktır.

Son olarak, 27. maddede yapılan düzenleme; mal veya hizmet alımları ile yapım işlerinin ihalelerine ilişkin Resmi ilanların, internet haber sitelerinde de yayınlatılması amacıyla 4734 sayılı Kanunun 13’üncü maddesinde geçen ‘gazete’ ibarelerinin yanına ‘internet haber sitesi’ ibarelerinin eklenmesi şeklindedir. Bu maddedeki önerimiz de; ‘gazetelerin ’ ibaresinin muhafaza edilerek metnin düzenlenmesidir.”

TBMM Adalet Komisyonu toplantısına, yasa teklifinin ilk imza sahibi olan Milletvekilleri Fethi Yıldız ve Ahmet Özdemir katılarak, açılış konuşmalarını yaptı ve yasa teklifi hakkında bilgi verdiler. Komisyonda gazeteci kökenli milletvekilleri Tuncay Özkan ve Utku Çakırözer de birer konuşma yaptı.

Abdullah Güler Başkanlığındaki TBMM Adalet Komisyonu şu milletvekillerinden oluşuyor;

“Ramazan Can, Gülay Samancı, Belgin Uygur, Muhammed Fatih Toprak, Emine Yavuz Gözgeç, Oğuzhan Kaya, Sabri Öztürk, Abdulkadir Özel, Mahmut Atilla, Bülent Tüfenkci, Orhan Kırcalı, Mustafa Arslan, Rafet Zeybek, Süleyman Bülbül, Tufan Köse, Turan Aydoğan, Zeynel Emre, Alpay Antmen, Abdullah Koç, Mehmet Ruştu Tiryaki, Züleyha Gülüm, Hayati Arkaz, Halil Öztürk, Ayhan Erel ve Hasan Subaşı.”

TGK’DAN “GERÇEKÇİ OLUNMALI” ÇAĞRISI

Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu tarafından yazılı bir açıklama yapılarak, Basın İlan Kurumu Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan ve 13 Ocak Cuma günü BİK Genel Kurulu’na sunulacak olan “Resmi İlan ve Reklam Yönetmeliği” taslağının içeriğine ilişkin “ağır şartlar, gerçekçi olarak değiştirilmeli” çağrısı yapıldı.

Yönetmelik taslağının, Anadolu’daki internet haber siteleri için asgari kadrodan tekil ziyaretçi sayısına kadar çeşitli ağır koşullar getirdiğine dikkat çekilen yazılı açıklamada, şu görüşlere yer verildi;

“Bilindiği gibi; 2022 yılında TBMM gündemine gelen 7418 sayılı Basın Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun, Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu olarak bazı maddelerde iyileştirme yapılmasına ilişkin tüm başvurularımız sonuçsuz kalarak 13 Ekim 2022 tarihinde kabul edilmişti.

Resmi Gazetenin 18 Ekim 2022 tarihli nüshasında yayımlanarak yürürlüğe giren 7418 sayılı Kanun, resmi ilan ve reklamların internet haber sitelerinde Basın İlan Kurumu aracılığıyla yayınlatılmasını içeriyor. Ancak, bu kanun gereği Basın İlan Kurumu Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan ve 13 Ocak Cuma günü BİK Genel Kurulu’na sunulacak olan “Resmi İlan ve Reklam Yönetmeliği” taslağı, bu kez internet haber siteleri için ağır koşulları içeriyor.

Yönetmelik taslağında; İstanbul, Ankara ve İzmir dışında kalan yerlerdeki internet haber sitelerinin asgari kadro sayısı 4 ile 8 arasında, günlük asgari haber sayısı 30 ile 50 arasında, tekil ziyaretçi sayısı 3 bin ile 20 bin arasında, sayfa görüntülenme sayısı da 9 bin ile 60 bin arasında olması, resmi ilan almak için bekleme süresinin de 24 ay olması öngörülüyor.

Anadolu medyasının mevcut durumuna bakıldığında, yönetmelik taslağında yer alan bu hükümlerin gerçekçi olmadığı ve bu şartlara göre yayın yapılmasının mümkün olmadığı açıkça görülmektedir.

İnternet mecrasında görev yapan meslektaşlarımızın gazetecilik özlük haklarına kavuşması ne kadar sevindirici olsa da, taslak yönetmelik bir o kadar üzücü içeriktedir.

Bu nedenle Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu olarak çağrımız, 13 Ocak’ta yapılacak Genel Kurul’da taslağın değiştirilerek uygulanabilir hale getirilmesi yönündedir.

Bu kapsamda özellikle yerel medyanın yaşadığı sorunları da bir kez daha gündeme getirmek isteriz.

Defalarca açıkladığımız gibi; ekonomik, siyasi ve teknolojik gelişmelerden yakından etkilenen medya sektörü, ülkemizde son çeyrek asırda önemli bir değişim ve dönüşüm sürecine girmiş, ancak zaman içinde değişimlere paralel olarak yaşanan sorunların çözümlenmesi bir yana, birbiri üzerine eklenmesiyle günümüzde adeta kaderine terk edilmiştir.

Sektörde yaşanan sorunlar önem sırasına alınamayacak kadar büyük, karmaşık ve birbirini etkileyen niteliktedir. Medya sektörü, ekonomik sorunların yanı sıra yasal düzenleme eksiklikleri, basın özgürlüğü, yetişmiş eleman sıkıntısı, teknik altyapı, istihdam ve etik değerlerin farkında olmadan ya da bilerek ötelenmesi gibi sorunlarla karşı karşıyadır.

Yaşanan tüm bu sorunlara, TBMM’de kabul edilerek yürürlüğe giren “Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi”ndeki basın özgürlüğünü kısıtlayıcı maddeler nedeniyle yeni eklemeler olmasından endişe edilmektedir.

Bu nedenle, sorunların zaman geçirilmeden hem ayrı ayrı, hem de bir bütün halinde ele alınarak çözüm önerileri üretilmeli, zaman geçirilmeden de uygulanmalıdır.

Çağrımız; Siyasetçilerden, hukukçulardan, bürokratlardan, akademisyenlerden, sendikalardan, medya kuruluşlarından ve basın meslek örgütlerinden temsilcilerin bir araya gelmesi, Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu tarafından hazırlanan Basın Meslek Yasasını ele alması ve bu yasanın gerekli düzenlemelerle Türkiye’ye kazandırılmasıdır. Kamuoyunun bilgisine sunarız.”

TGK’NIN ÜÇ ADAYI BİK SEÇİMİNİ KAZANDI

Basın İlan Kurumu Genel Kurulu’na katılacak olan Anadolu gazete sahiplerinin temsilci seçimi, Ankara’da gerçekleşti ve seçimde Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu’nun 2 adayı başarıyla ipi göğüsledi. Basın İlan Kurumu Prodüktör Genel Kurul delegeliği seçimini de TGK adayı kazandı.

TGK’nın geçen dönemki temsilcileri Mehmet Nuri Kolaylı, Mustafa Arslan ve Şevket Eren’in yeniden aday olmaması sonucu, TGK Başkanlar Kurulu toplantısında Erdoğan Erişen, Mehmet Ergün ve Tahir Gülebak oy birliği ile aday gösterilmişti. Seçime katılan bu adaylardan Mehmet Ergün ve Tahir Gülebak seçimi kazanarak Basın İlan Kurumu Anadolu gazete sahipleri temsilcisi oldu.

Anadolu gazete sahiplerinin Basın İlan Kurumu Genel Kurulu’na katılacak 3 temsilcisinin seçimi, Ankara’daki Hidayet Türkoğlu Spor Salonunda yapıldı.

Ankara’da yapılan seçim, saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunması ile başladı.

Divan Kurulu Başkanlığı’na Sezer Küçükkurt, Yazmanlıklara Sezai Köprülü ile Lütfü Karakaş seçildi. Divan Başkanı Sezer Küçükkurt, divana seçilmeleri nedeniyle teşekkür ederek, seçimlerin Anadolu Basınına hayırlı olmasını diledi.

Açılışın ardından konuşma yapan Basın İlan Kurumu Genel Müdürü Cavit Erkılınç, adaylık sürecinin Türk basınına yakışır bir duyarlılık ve nezaketle geçtiğini belirterek, “Genel Kurulumuza hangi adayımız gelecek olursa olsun, kazanan basınımız ve Kurumumuz olacaktır. Dolayısıyla bu çok sesli demokrasi ortamına en çok hoşgörü ve sağduyu yakışacaktır. Tüm adaylarımıza başarılar ve kolaylıklar diliyorum” dedi.

BİK Genel Müdürü Cavit Erkılınç’ın konuşmasının ardından, Basın İlan Kurumu Genel Kurulu Anadolu Gazete Sahipleri Temsilciliğine aday olan 6 gazete sahibi söz alarak konuşma yaptı. Konuşmaların ardından seçimlere geçildi.

Toplam 6 adayın katıldığı seçimde Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu adayları Mehmet Ergün ve Tahir Gülebak rakiplerini geride bıraktı. Kazanan bir diğer aday ise Mehmet Ali Dim oldu.

Basın İlan Kurumu Anadolu Gazete Sahipleri Temsilciliği görevine seçilen Mehmet Ergün ve Tahir Gülebak, seçimin ardından yaptıkları açıklamada, “Seçime bizzat gelerek bizlere destek veren tüm gazete sahibi meslektaşlarımıza ve temsilcilerine teşekkürlerimizi sunuyoruz. Sektörümüzün sorunlarınızı çok iyi biliyoruz ve elimizden gelen çabayı özveriyle vermeye hazırız. Bu büyük organizasyonu özveri ile başarılı bir şekilde sonlandıran başta Basın İlan Kurumu’na teşekkür ediyoruz” dediler.

Seçilen 3 gazete sahibi basın mensubu, BİK Genel Kurulu’nda 2023-2025 yılları arasında Anadolu gazetelerini temsilen görev yapacaklar.

Öte yandan Basın İlan Kurumu Genel Kurulu Prodüktör seçimini de TGK adayı Sefa Özdemir kazandı. Bir önceki Prodüktör temsilcisi Şevket Karahan’ın aday olmadığı seçimi büyük oy farkıyla kazanan TGK Teşkilatlanmadan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Sefa Özdemir, 2023-2025 yılları arasında Prodüktör temsilcisi olarak Basın İlan Kurumu Genel Kurulunda görev yapacak.

TGK HEYETİ DEPREM BÖLGESİNDE

Basın çalışanlarına destek olmak amacıyla deprem bölgesindeki 10 ili ziyaret eden TGK Genel Başkanı Nuri Kolaylı, bugüne kadar 15 gazetecinin yaşamını yitirdiğini açıkladı.

Bölgede büyük bir yıkım yaşandığını ve tüm çabalara rağmen yaraların kısa sürede sarılmayacağını ifade eden TGK Genel Başkanı Kolaylı, “Çok üzgünüz. Duygularımızı sözcüklerle anlatmakta yetersiz kalıyoruz. Bölgede büyük bir acı yaşanıyor. Bugüne kadar görülmemiş bir yıkımla karşı karşıyayız. Depremde şu ana kadar 15 meslektaşımızı kaybettik. En büyük kayıp 7 gazeteci ile Adıyaman’da. Dualarımız onlar için” dedi.

Basın İlan Kurumu Gazete Sahipleri Temsilcisi Mehmet Ergün ve Konya Yenigün Gazetesi Sahibi Mustafa Arslan ile birlikte bölgedeki çalışmalara destek olmaya devam edeceklerini ifade eden Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu Genel Başkanı Nuri Kolaylı, açıklamalarını şöyle tamamladı:

“Deprem bölgesine gerekli yardımı ulaştırmak ve yaraları sarmak en büyük görevimiz. Meslektaşlarımız, kurtarma ve yardım ekipleriyle birlikte fedakârca görev yapıyor. Biz de tüm olanaklarımızla yanlarındayız. Deprem felaketini yardımlaşma bilinciyle, daha büyük acılar yaşamadan atlatmak ümidiyle tüm milletimize başsağlığı diliyorum.”

TGK Genel Başkan Yardımcısı Sefa Özdemir de, farklı tarihlerde bölgeyi ziyaret etti. Medya -İş Sendikası ile birlikte gerçekleşen ziyaretlerde, bölgede görev yapan basın mensupları ile görüşmeler yapılarak sorunlar belirlendi, çözümler üretildi. 

Genel Kurulumuzun saygıdeğer delegelerinin bilgilerine sunarız.

Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu Yönetim Kurulu